Yorumlarınızla benim paylaşımlarımı gölgede bırakmak kolay...
Gölgede bırakmayı hayal dahi edemeyeceğiniz bir metne buyurun...Emin Alper'den dememe lüzum kaldı mı...
''Muhterem Mustafa Duman’a;
Bu yüce gönüllü insana ilk defa “arkadaşım, kardeşim” demeye cesaret edeceğim (veya cür’et). Dokunduğu her şeyi bir mana okyanusuna çeviriyor… Kâinatın, varlığın, var oluşun dili ile konuşmak… Kayıp bir insanlığı, bizim insanlığımızı yılmadan, yorulmadan bize taşıyor…
Dahası, bizim olan, biz olan o insanlığı cesaretle kabullenmemiz için ilmiyle, irfanıyla, şahsiyetiyle (ve inanıyorum ki bu ilmin ve bu irfanın bedeli olan asil ve saygıdeğer acılarıyla) eşsiz bir örnek sergiliyor.
Meryem’i görmek kadar ve gibi “Meryem’in oğulları”nın analarını da görmek değil midir insan olmak? Onu bize gösteren ve böylece gözlerimizi Hakk’a açan Muhterem Mustafa Duman’a bin hürmet, bin teşekkür… Dahası, neredeyse ömrünün tamamını bir “Veba” korkusuyla yaşamış benim gibilere ne asil bir dokunuş ne zarif bir ima…
Ve şimdi kendilerini müstekbir ve muktedirlerin gölgelerinde kaybeden dostlara o yerde, o cümleyle ve elbette “bulamadığım kelimelerle” seslenmekten kendimi alamayacağım: “Neyi kaçırdığınızı bir bilseniz.” Sadece bu yazı için bile…
Belki ağlayacağız… Gözyaşlarımız, Rahman’ın gönüllüleri olduğumuzu sessizce haykıracak; kenetlenen dişlerimiz ve sıkılmış yumruklarımızdan hiçbir teselli beklemeden…
Hürmetimin ve teşekkürlerimin yetersizliği beni mahcup ediyor.'