Kutlamak anmaktan kaynaklanır. Anmak da unutmamak içindir. Bin yıllardır büyüklerin bunu uyguladılar, unutmamaları gerekenleri andılar.
Tarih boyunca bu anmaların belki de en temelleri doğa döngüsünün unsurları oldu. Doğa döngüsünün farkına varıp, döngü boyunca yer alan unsurları belirlemek, insanlık için kazanılması bin yıllar alan birikimlerdir. Doğanın düzenini çözebilmek, hayatta kalabilmek için elzemdir. İster avcılık toplayıcılık olsun ister tarım olsun, karnını doyurduğun faaliyetini düzgünce gerçekleştirebilmen ve aç kalmaman için, doğanın kitabına uymalısın. Kim bilir, bu kitabı fark edene kadar kaç nesil aç kaldı, dahası kaç tanesi açlıktan telef oldu.
Bu kitapta günlerin ne zaman kısalmaya ne zaman uzamaya başladığı yazar. En uzun gece, en uzun gündüz yazar. Sen bu yazılanlara bakıp önlemini alırsın, ekinini ekersin, koçunu katarsın, sürünü yayarsın, toprağını sularsın, hasadını toplarsın, hayvanını dama kapatırsın ve günü geldiğinde kemerini sıkarsın. Yine gün olur, bir döngü biter, yeni döngüye başlar. Bunu da anarsın: yılbaşını kutlarsın.
Belki de “ben çiftçi değilim, şehirde hazır yiyorum, bunların benim için bir önemi yok” diyeceksin. Öyle olsun, yalnız karnını doyuracağın ekmeği pazarda bulamadığında şikâyet etmek de yok. Gözden kaçırıyorsun, içinde bulunduğun medeniyet hala saman balyaları üzerinde duruyor.
Büyüklerinin bin yıllar boyunca edindiği kültürel mirasını bir hiç uğruna elinin tersiyle itip unutursan, zararlı çıkan sen olursun.
Yeni yılın kutlu olsun!