“Türk vatanına vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türktür”
Anayasamız, vatandaşlığı böyle tarif ediyor.
Cumhuriyetimizin kurucusu, liderimiz büyük Atatürk de vatandaşlığı hak ve ödev eşitliği olarak tarif ederken, çağımızın ayıbı olan ırkçılığı, dinciliği reddediyor.
Türkiye Cumhuriyeti, dili, ırkı, dini, inancı, yaşam tarzı ne olursa olsan, herkesi eşit yurttaş olarak bağrına basmıştır.
Hal böyle iken, bazı idraksizlerin Türkçe dilini küçümseme anlayışlarını anlamak mümkün değildir.
Onların, soy sop itibariyle Türk olup olmadıklarını araştıracak değiliz. Bunu da ayıplıyoruz.
Kimse, anasını babasını seçme durumunda olmadığına göre, insanlarımızı soy kazıcılığı yoluyla tarif etmeye kalkışmak da yanlıştır.
Bize ne; kim hangi soydan gelirse gelsin.
Bizim için esas olan, insan olmaktır.
Türkçe bizim ses bayrağımızdır. Birtakım zavallıların sözlerine bakarak bu bayrağı gönderden indirmeye azmetmiş kimseler olabilir.
Onlara da “hadi, yolunuza” demekten başka göstereceğimiz yol yoktur.
Bu ülkede kim inancından dilinden, ırkından hayat tarzından dolayı kim ötekileştirildi?
Aksini iddia edenler, şekilde görüldüğü gibi Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığına ve O’nun yüce kurucusuna düşman olan yaratıklardır.
Kökeni ne olursa olsun, hangi ırka, inanca ve hayat tarzına sahip olursa olsun bu ülkeye vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesi Türk sayan anlayış, elbette ırkçı bir anlayış değildir.
Bu durumda olan herkesi, bağrına eşitlikle basmış modern bir devletin tarifidir.
Modern Türkiye Cumhuriyeti bu esaslar üzerine kurulmuştur.
Aykırı görüşlerde maharet aramak olsa olsa gafillerin ve cahillerin işi olabilir.
Türk düşmanlarıyla,
Atatürk düşmanlarıyla,
Cumhuriyet düşmanlarıyla işimiz yoktur.
Onları, aklı ve vicdanı olmayan yaratıklar olarak düşünenlere ise hiçbir karşıtlığımız olmaz.
Yakında, Cumhuriyetimizin 100. Yılını idrak edeceğiz.
Bu, kendini Türk sayan vatandaşlarımız için olduğu kadar, başka ırklara ve inançlara mensup yurttaşlarımız için de iftihar vesilesidir.
Cumhuriyet, bu ülkeye vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesin ortak iftiharıdır.
Bu iftihardan uzak yaşayanlar için söylenebilecek tek söz şudur:
“Cehaletinizde boğulun emi!”