Türk Dili...

Tarih, coğrafya ve kültür şartları altında meydana gelen sosyal yönü kuvvetli olan dil düşüncenin ürünüdür. Kültür ise bir düşünce mahsulüdür…Düşünce dil ile ifade edilir.; dil düşüncenin üretilmesinin ve paylaşılmasının aracıdır…

 

 ….

 

Tarih, coğrafya ve kültür şartları altında meydana gelen sosyal yönü kuvvetli olan dil düşüncenin ürünüdür…kültür ise bir düşünce mahsulüdür…Düşünce dil ile ifade edilir; dil düşüncenin üretilmesinin ve paylaşılmasının aracıdır…

 

 …

 

Karamanoğlu Mehmet  bey babası Kerimüddin beyin ölümünden sonra tahta çıktığının akabinde 745 yıl önce 13 Mayıs 1277 yılında, bugünden sonra hiç kimse “Türk divanında, dergahta, bergahta, mecliste ve meydanda Türkçeden baska söz söylemisin" fermanı ile Türkçeyi resmi dil olarak beylik sınırları içerisinde ilan etmiştir…

 

 …

 

Dil bir köprüdür…

 

 Türkiye Cumhuriyet'nin banisi Gazi Mustafa  Kemal Atatürk  Türkiye üzerinde giderek yaygınlaşan ve egemenlik kuracak hale gelen yabancı sözcüklerden Türk Dili'ni kurtarmak için 26 Eylül 1932 tarihinde 1. Türk dil kurultayı başlatmıştır…

 

Kurultayı'nın açılış günü olan 26 Eylül “Türk Dil Bayramı” olarak her yıl kutlanmaktadır…

 

 

2015 Nobel Kimya Ödülünü kazanarak ülkemize büyük bir gurur yaşatan Prof. Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu bir söyleşinde Türk dili üzerine şöyle bir ifade kullanıyor”Türkçe bir bilgisayar dilidir” diyor…Batı bunu biliyor, içlerine sindiremediklerini belirtmişti…

 

 

Evet, binlerce Türk aydını Türk Dilinin yaşatılması için hayatlarını bu yönde vakf etmişlerdir…

 

 …

 

Türk Dilini resmi dil olarak ilan eden Karamanoğlu Mehmet beyi, ve devam ettirilmesini sağlayan Türkiyenin banisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, hafızalara kazarak taçlandıran öğretmenlerimizi ve tüm ecdadımızı rahmetle, minnetle anıyor, aziz hatıralarını saygı ile yad ediyorum. 

 

TÜRK’ÇE YAZ ,

TÜRK’ÇE DÜŞÜN ,

TÜRK’ÇE KONUŞ ,

UMUDUN TÜRK’ÇE OLSUN

            

 

Not:Karamanoğulları'nın kökeni ağırlıklı olarak yukarı Hazar havzasından bugünkü Azerbaycan ve Güney Azerbaycan alanına kadar Hazar boylarında yayılmış Dışoğuz ve İçoğuz Boy ve taifelerindendir… Sivas'a göç eden Hoca Saadettin'in oğlu Nûre Sûfi'ye dayanmaktadır… Karamanoğulları Beyliği toplumunda Oğuzların Salur alt grupları çok yaygın ve kalabalık nüfus sahibi olmuştur…

 

Afşar Boyu ve taifeleri sonradan, bugünkü İran ve Suriye bölgesinden Adana üzerinden Karaman topraklarına Yörük olarak girmişler… Anadolu'da yayılmış olan Babailer tarikatına girerek yöredeki diğer Türkmenler üzerinde etkisini göstermiş ve Hristiyanlara ait yerleri ele geçirerek topraklarını genişletmiştir…

 

Nûre Sûfi'nin oğlu Kerimüddin Karaman Bey 13. yüzyılda Karaman'dan başlamak üzere Kilikya bölgesinin büyük bir kısmında güç sahibi olmuştur…  Bunun üzerine Anadolu Selçuklu Devleti sultanı I. Alaeddin Keykubad tarafından eski adı Germanikopolis olan Ermenek merkezli bu bölgenin beyi olarak atamıştır.[6]

 

 Kerimüddin Karaman Beyin ölümünden sonra, askerî ve idarî yönden bilgili bir devlet adamı olan ve Bilim adamlarını etrafına toplayan 1240 doğumlu Karamanoğlu Mehmet bey 1277 de tahta geçmiştir.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.