Hesabı yanlış yapmıyorsam, 35 yıl önce...
Erzurum'dan Trabzon'a gidiyoruz...yollar 70'li yıllara nisbetle güzel; şimdiye nisbetle berbat...
Koridor tarafında ben, cam kenarında benden epeyce yaşlı bir amca...
O zamanlar, Torul için 5-5,5, Trabzon için 7-7,5 saaatlik yolun henüz 1. saatindeyiz...Aşkale geçilmiş, Pırnakapan civarındayız...yanımdaki amca sordu...
- Yegenım Toğrul'a nanca var...(Benim bildiğim ve resmi adı Torul fakat amca Toğrul diyor ki büyük ihtimal doğrusu onun söylediğidir)
- Çoğ var emi, hele Kop'i bile aşmadığ...
Kop'u aştık, Maden civarındayız, Bayburt yakın...amca tekrar sordu...
- Toğrul'a çoğ galdi mi...
- Emi dur...hele Bayburt var Gümüşhane var...
Bayburt'u epey geçtik, Gümüşhane'ye yakınız...amca...
- Toğrul'a gelmedığ mi hele...
- Gümüşhane'den çıktık mı sıra Torul'da...
Hatırlayanlar çıkacaktır...o tarihlerde Gümüşhane-Torul arasında yol son derece virajlı ve kötü...ortalama hız saatte 30-40 kilometre...o arada amca birkaç kere daha Toğrul'a ne kadar kaldığını sordu...
Şükür, nihayet Torul'a geldik, otobüs durdu, yolcu indirecek fakat bizimkinde hareket yok...emi dedim, Toğrul bura...çıt yok...sesimi yükselttim...Emi Toğrul Toğrul...uyku ile uyanıklık arasında ve üşengeç bir sesle cevap verdi: Eyi...
Allaahuekber, nasi eyi...
Otobüs Zigana'ya vurdu, epeyce gittik ve ben ancak sakinleşebildim...- Ula emi, nerdeyse Aşkale'den beri Toğrul'i sorirsan, Toğrul'a geldığ heç derden değil...
Gaayet sakin cevap verdi: Yegenım, Toğrul'a geldığmi Trabzon'a az galir...
O gün öğrendim ki size sorulan soruların maksadı kimi zaman sizin sandığınızdan çok farklıdır...
Beni sorarsanız...Toğrul'a nanca var, hâlâ öğrenemedim...