Erzurum Şehir hastanesi ve Enfeksiyon 14... Öncelikle şunu söyleyeyim. Başka servisleri bilmem; ama Erzurum İl Sağlık Müdürlüğünden tutun, Erzurum Şehir Hastanesi Baş Hekimliği'nden çıkın ve özellikle Enfeksiyon 14 Servisi'ne kadar uzanın, her şey dört dörtlük dersem inanın abartmış sayılmam. Hijyenik, dersen söz söylenmez, personelden birkaç kişi hariç herkes güler yüzlü ve hastayla ve de yakınıyla nasıl konuşulacağını çok iyi biliyor.
Çoğu biliyor ama elbet bilmeyenler ve de var!
Bu kadar kusur kadı kızında da olur, diyebilirsiniz, ancak söz konusu sağlık ise ne kadının, ne de kadı kızının kusuru görmemezlikten gelinemez, değil mi yani!
Özel olacak; ama her özel yaşananlar genellemeye göz kırpar.
Bakın, bu satırların yazarının annesi yaklaşık iki aydır Şehir Hastanesi Enfeksiyon 14'de tedavi görmekte ve 92 yaşında.
Her an teneşirle taburcu olabileceğini bildiğim için, bir evlat olarak, bakıcısını da tutarak ve gerekli her şeyi karşılayarak anneme son görevimi yapmaya çalıştım ve çalışmaktayım.
Bu özeli ne için paylaştığımı da açıklayayım, açıklayayım ki ne demek istediğim anlaşılsın ve de attığımız söz bir işe yarasın!
Bakın, geçtiğimiz perşembe sabahı Enfeksiyon 14 Servisi'nde servis doktoru Hümeyra hanım yanındaki erkek personelle (ister erkek hemşire, isterse hemşir diyin,) sabah annemin yattığı odaya girdiler. Uzatmaya gerek yok, Dr. Hümeyra hanım, her zamanki gibi gayet nazik bir şekilde ve kelimeleri seçerek, "annenizi başka bir servise almalıyız ya da evinize göndermeliyiz," dedi. Nefes alan bir cesede benzeyen annemi göstererek, "doktor hanım, annemi bu şekilde nasıl eve götüreyim," derken, yanındaki görevli, "dahiliye servisi kabul etmiyor, çünkü o servis bir hastayı en fazla on gün yatırıyor ve iyileştikten sonra da taburcu ediyor," diye söze girdi. İçimden şunları söylemek geçti; ama bu kadar hizmet eden bu sağlık personelini kırmaktan korkarak, sustum. Diyecektim ki" yani hasta bir mal ve bu mağaza da dahiliye reyonu olduğundan sirkülasyona önem veriyor, öyle mi!"
Elbet demedim, boş bulunarak kendince savunma yaptığını anlamıştım. Ancak, bu sözler aynı zamanda bilinçaltının da dışa vurması değil miydi?!
Zihniyet meselesi!
Demem o ki; dünyanın en gelişmiş teşhis ve tedavi gereci uygulanmaya sokulsa dahi, bu alanda doktorlara ihtiyaç var! Çünkü, insanı insanla iyileştirmek en güçlü ilaçtır.
Her şeyi sağlıktaki teknolojiye bırakmak ne kadar doğrudur bilemem; diyelim ki sağlıktaki teknolojiye emanet olduk ve hastanın değerleri değerlendirildikten sonra, şöyle bir yazı ekranda belirse ne dersiniz!
"sonuç, tabutla taburcu edilecektir!" Duygusuzca bir değerlendirme değil mi bu!
Oysa, insan olan doktor ve sağlık personeli, size umut verir, çünkü insandır ve umut da insana ait en güzel duygudur.
Haa, falanca servis hastanızı kabul etmiyor, deniliyorsa eğer, asla itiraz etmeyin!
Bunu söyleyen ya da söyleten teknolojik verilere dayanan duygusuz aletlerdir.
Tamam, bu da işin ticari ve siyasi konusudur ve bizi aşar; aşmayan konu ise, insani tarafıdır. "Al ananı git," demenin kibarcası, "sizin hastanızı taburcu ediyoruz," demekle dillendirilir.
Ancak bunu bilenler bilir, ha tabutla taburcu etmişsin, ha tabutsuz göndermişsin, ne fark eder ki!
Yeter ki falanca reyonda hareket olsun!
Öyle ya, nerede hareket orada bereket, denilmiyor muydu!