Siyasetin dili üzerine söylenmiş güzel sözler var.
En güzeli galiba “kavl-i leyyin”.
Güzel, yumuşak üslup demek.
Bu deyimi daha çok CHP İstanbul Milletvekili İlhan Kesici kullanıyor.
Siyasette nazik ve yumuşak bir dil kullandığı için de bazı çevreler tarafından eleştiriliyor.
O ise, siyasetin dili üzerinde durarak diyor ki:
“Sayın Cumhurbaşkanımızın dili çok sert. Tabiatıyla muhalefetin dili de sertleşiyor. Bu durum, üzüm salkımı şeklinde aşağılara, halkın diline de sirayet ediyor. Bu dili yumuşatmak Cumhurbaşkanımıza düşer. Bu dil yumuşatılmalı.”
Bu sözlerini destekleyen cümleleri de geçen akşam Mehmet Akif Ersoy’un programında dillendirdi.
Dedi ki: “Sertleştirme, karşı tarafın saflarını sıklaştırmaktan başka bir işe yaramaz.”
Doğruluğuna inandığımız bir yaklaşımdır.
“Karşı taraf benim liderime ağır sözler söylüyorsa, ben de liderime daha çok yaklaşırım, onu korumak isterim.” yaklaşımı yanlış bir yaklaşım değildir.
Kesici’nin “Fatih’in tablosunun satın alınmasına ilişkin eleştirel sözleri ise eleştiri aldı. Herhalde bu sözlerine bir açıklama getirecektir.”
Bizler, rahmetli Demirel’in rahle-i tedrisinden yetiştik. Çok güzel sözleri vardır:
“Siyaset, ben daha iyisini yaparım iddiasıdır.”
“Yapamayan gider, yapan gelir.”
“Açım diyene geber diyemezsin.”
Bir başka düşünür de siyaseti tarif ederken:
“Siyaset, ben daha iyisini yapabilirim. Köyüm, ilçem, ülkem benden önde gelir.” diyebilmektir.
“Siyaset, tavuk verirken kaz hayal edenlerin mecrası asla değildir.”
Rahmetli Demirel zamları bile kendine özgü zekâsı ile savunurdu.
Çay zammına ilişkin şu sözü unutulmazlar arasındadır:
“Çaya yapılan zam değildir. Kalite ayarlaması yapılmıştır.”
Keşke, günümüzde siyasetin diline de kalite ayarlamaları yapılabilse…
Rahmetli Demirel, millet bahçelerini önceden bilmişçesine bakın ne demiş:
“Memleket meseleleri bir parkta oturarak halledilseydi, çok büyük bir park yaptırır hep beraber içinde otururduk.”
“Mizah bir yumruktur, ne zaman kime vuracağı belli olmaz” diyerek de hoşgörülü olunması gerektiğini vurgulamıştır.
Günümüzde mizah yapmak için bile yürek lâzım.
İstanbul Aile ve Sosyal Politikalar il müdürü, “Açız!” diye feryat eden vatandaşa “Açsan geber” tweetiyle cevap yetiştiriyoır ve halâ görevinde tutuluyorsa, bize mizah yapmak değil, ağlamak düşer.