Samsunspor maçı ve Erzurumspor üzerine bir kaç not!

Yoğun gündemden dolayı belki  biraz geç kaldım ama şu Samsumspor maçını bir türlü unutamıyorum işte...

 

Yazıya başlarken bir an düşündüm; şu transfer tahtamız  açık olsaydı bugün acaba nelerden konuşuyor olurduk?

 

Aslında bugünlerin habercisiydi geçen dönem kulüp başkanı Ömer Düzgün'ün katıldığı bir tv programında söylediği;  "Tahtayı açmayacağım" sözleri.

 

Düzgün’ün, o çıkışı daha dün gibi hafızalarımızda duruyor.

 

Ancak başkana hiç kimse o günlerde çıkıpta; “Hayrola Başkanım bu meydan okuma neyin nesidir, kime veya kimlere hangi mesajı veriyorsun?” demedi/diyemedi.

 

Bugün işte Düzgün' ün o meydan okumasının faturasını Erzurumspor camiası ödüyor. Demek ki, Başkan Düzgün, mesajını yerine göndermiş!

 

***

 

Her kulüp için transfer yapamamak büyük bir handikap. Bu sadece Süper Lig,  1. Lig için değil dünya devleri içinde geçerli...  Bakın;  Barcelona, PSG, Real Madrid, M.C ity, Liverpool, Bayern Münih gibi dünya devleri bile elinde ki çok kaliteli kadrolara rağmen transfere devam ediyorlar.  Çünkü transfer her dönem, her takımın ihtiyacıdır.

 

Transfer konusunda Erzurumspor'umuzu doğru irdelemek gerektiğini de düşünüyorum. Öncelikle son Samsunspor maçında oynayan kadromuza bakınca geçen yıldan devam eden 12 oyuncumuzun olduğunu görüyoruz  Bu oyuncularla geçen yıl şampiyon olmak için anlaşmıştık.  O zaman kalitelerini tartışmamıza gerek yok. Şayet kalitelerini tartışacaksak,  insanın aklına şu  soru gelir: Geçen sezon  kandırıldık mı?  

 

Geçen sezon bu oyuncularımızın yanında yer alıp ta bu yıl ayrılan oyuncularımıza bakıyoruz, çok fazla faydalanamadığımız ya da takıma yeteri kadar katkı veremeyenler. Bugün mevcut kadromuz ise geçen yılın iskelet kadrosuydu. Bu kadrodan ayrılan 3-4 oyuncu var gerisi zaten kuru kalabalıktı .

 

Öyle ise hiç kimse  mevcut takım kadromuzun kalitesine negatif yorum yapamaz. Evet kadro genişliğimiz var mı, biraz göreceli ama altyapıdan gelen genç ve yetenekli oyuncularımızla bunu şimdilik aşmaya çalışıyoruz. Zaten geçen yıl olduğu gibi kuru kalabalık transferlerimiz  olacaksa tahtamız varsın kapalı dursun. 

 

Erzurmspor olarak biz öncelikle içinde bulunduğumuz bu durumun pozitif yönlerine bakarak yol almalıyız.  Öncelikli olarak  borç sorununu halletmenin planlarını yaparak devam etmeliyiz.

 

O nedenle de özellikle Muzaffer Bilazer başta olmak üzere, yöneticilerimizin hem kendi camiamıza hem futbol kamuoyuna verdiği mesajlara çok dikkat etmesi gerekiyor.   Sürekli kulübün çok büyük sıkıntılar içinde olduğu söylemlerini bırakmalılar. Şunu herkes bilmeli ki, Erzurmspor’un bugün sadece transfer tahtasının kapalı olduğu doğrudur. Ancak, kulübümüzün mevcut oyuncu kadrosuna ve kulüp çalışanlarına geçmişten kalan hiç borcu yok. Primleri maç akabinde hemen ödeniyor. Deplasmanlara uçakla seyahat ediliyor, beş yıldızlı oteller de konaklama yapılıyor. Mevcut tesislerimiz  Süper Lig kulüplerini kıskandıracak seviyede (alttan ısıtmalı sahadan tutun da havuzu, fitness salonu, beslenme imkanları v.s) şartlar bu iken bu kadar ajitasyona gerek var mı?

 

Sayın yönetici ve teknik ekibimiz camiamız bunu haketmiyor!

 

Bakın, transfer tahtamız açık ve bu kadar borç yükümüz olmasaydı öyle sanıyorum ki bugün hocamız da Muzaffer Bilazer olmazdı...

 

Birileri Erzurumspor camiasının  büyüklüğünün ya farkında değil ya da o  büyüklüğün altında ezildiği için hezayanda olabilir.  İşte asıl büyük tehlike ve sıkıntı o zaman başlar. Öncelikle Başkan Ahmet Dal olmak üzere tüm yöneticilerimiz bu duruma karşı çok dikkatli olmalı...

Zamanında müdahale edilmeli, tedbirler acilen alınmalı...

 

İşte bu duruma en çarpıcı örnek son oynadığımız Samsunspor maçı değil mi?

 

Öncelikle maçta sorumsuzca çıkarılan gerilim bize 1 puan olarak döndü. Müsabakanın hakemi Emre Kargın, Erzurum ve Samsunspor gibi  iki büyük camianın, iki  büyük şehir takımının arasında oynanan maçın stresini, yükünü taşıyamadı, altında ezildi. Hata üstüne hata yaptı, hatalarını başka hataları ile kapatmaya çalıştı. Bu konuyu artık konuşma gereği bile duymuyorum.

 

Günün sonunda biz bu maçtan görünürde 1 puan alarak karlı çıktık ama çok büyük zarara uğradık. İki as oyuncumuzu ve üç hocamızı kaybettik. Perşembe günü PFDK'dan gelecek cezalar da cabası...

 

Kimse kusura bakmasın ama tribünleri bu kadar galeyana getiren ise bence kenarda aslında lider olmasını beklediğimiz o görevi verdiğimiz Muzaffer Hocamız oldu. O herkesten daha fazla agresif davranarak, olayları ve sorunu çözmek yerine daha fazla büyümesine sebep oldu.  

 

Bu gerçeği görmezden gelmek ilerleyen günler için bize daha çok zarar verir.

 

Hani testi kırılmadan söyleyeceğimiz söylemiş olalaım.

 

 

***

 

 

Maçın analizine gelince ilk iki hafta olduğu gibi bu maçta da herhangi bir oyun formatımız ve stratejimiz yoktu. Sahadaki tecrübeli oyuncularımızn kendi oyun bilgileri ve  doğaçlama mücadelesi hariç futbol adına herhangi bir aksiyon göremedik.

 

Bu takım yaklaşık iki aylık hazırlık periyodun da neler çalıştı merak ediyor insan. Samsunpor maçına çıkarken beklerin önüne, defansa hiç yardıma gelmeyen Süleyman Koç ve Olanare ile başlamak intihardı ki zaten müsabaka Samsunspor hücum hattı ile bizim savunma beklerimizin mücadelesi olarak geçti.  Allah'tan sayısız kenar hücumu yapan rakibin merkez forvetleri beceriksizdiler. Tabi ki bizim de merkez savunmacılarımız Mustafa Akbaş ve Batuhan ile önlerinde oynayan Estrella'nın inanılmaz bireysel mücadelesini unutmamak gerekir. Gecenin kahramanı ise tabi ki kalecimiz Göktuğ idi. Penaltıdan öncede yüzde yüz üç  pozisyonda kalesini gole kapamıştı.  Son dakika kurtardığı penaltı ile ise gönüllerde taht kurdu. Aynı zamanda da Jakub Szumski’ye, “giden gider , ben varım ve bu takımın kaleci ihtiyacı yok” dedi .

 

Sonuç olarak  iyi tarafından bakarsak Samsunspor maçı Erzurmsporumuz ile bütünleşme adına fitilin yakıldığı bir gece oldu. Bu durumu çok daha verimli kullanmamız gerekiyor.

 

Bu arada spor aklı ve becerisine güvendiğim başkanımız Ahmet Dal için de zor günlerin başladığını belirtmek isterim. Allah yardımcısı olsun...  “Tahtayı açmak mı doğru, açmamak mı?”  Bu anlamda en doğru kararı verecek kendisi ve ekibidir. Fakat bundan sonra ki maçlar için tedbir alınmazsa tek tek dahi puan almamız çok zor gözüküyor. Çünkü takım futbol oynamıyor, oynatılamıyor... Şimdi bir de kart cezalıları, sakatlıklar derken her hafta eksilen takımın mücadele gücü ile bu lige ne kadar dayanabiliriz?

 

Evet işiniz zor Ahmet Başkan...  Acilen tedbir alıp  bir sinerji yaratmak şart.  Bu anlamda en büyük gücümüz olan taraftarımızın takımın arkasında olması için tribünleri tıklım tıklım dolduracak hamleleri atmanız gerek.  

 

Dedimya testi kırılmadan biz söyleyeceğimiz söylemiş olalım!

 

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.