Şaka maka 4 yıldır yazıyorum

12 Mart idi. Erzurumpost ilk sayısını basılı olarak yayımlamıştı. İmtiyaz sahibi çok umutluydu. İlk sayı köylerde dağıtıldı. O günden bu yana 4 koca yıl geçti. Ay başına 1,4 köşe yazısı yazabilmişim. 

 


Günümüzde yaşantımızın önemli bir kısmını baskılayan yapay zekanın ürünü olan çet-ci-pi-ti şu an okuduğunuz yazarı; ‘güncel konularda, kültürel etkinliklere ve toplumsal meselelere değinilen yazılarda toplumsal olaylara duyarlılığı vurgular ve kültürel etkinliklere ilgi yönlendirmesi yapar’ olarak yorumlamaktadır. 
Açıkçası bu yoruma katılıyorum. Geçen 4 sene içinde toplumsal olaylara karşı toplumun önemli bir kısmının çeşitli nedenlere ilgisiz kaldığını düşünüyorum. İlgi olmayanlarda tepki de doğal olarak oluşmamakta. İlgili olanların ise tepkilerinin bireyselde söylentide kaldığını ancak görebiliyorum. 

 


Her biri ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken hususlara karşı teşhisim, hayat damarlarının tıkalı olması.  Hayat damarlarındaki tıkanıklığı, imkanlarla ilişkilendirenlerin aksine, imkan sahiplerinin de bu tıkanıklık içinde kronik yetmezliğe uğradıkları gözlemlemekteyim.

 


Toplumun hayat damarlarını açmak için bireyi sosyalleşerek iyileşmesini kültürel etkinlikler aracılığıyla olabileceğini düşündüğümden bu hususlara vurgu yapmaktayım. 
İktidarın, muhalefetin aksine sosyal harcamalardan ziyade sosyal yardımlara manevi değerleri öne çıkaran etkinlikleri finanse ederek bu kanalı açma çabası, toplumun ancak belirli bir kesimini hayata tutunmasını sağlarken, nitelikli bir kesiminde kendisine dönmesine, dışa kapanmasına sosyal bir varlık olan insanın özünden kopmasına neden olmaktadır. 

 


Erzurum’un Hasankale (Pasinler) ilçesinde senelerce vergi rekortmeni olmuş Yıldız Eczanesinin yardımsever, ileri görüşlü duyarlı malikinin; kalfası tarafından merak edilmesi sonucu, emniyet güçleri tarafından evinde 1 haftadır yaşamını kaybetmiş olarak bulunması haberini ‘Mavi Kocaeli’ gazetesinden alınca ‘Biz ne zaman Finlandiya olduk?’ sorusunu kendime sorarken buldum. Yıllar önce haberlerde Finlandiya’da ölenlerin evinde uzun bir süre sonra bulunduğuna dair haberler okurduk ve bu nasıl oluyor acaba diye merak ederdim. Yıllar sonra merakımı acı gerçeğin içinde kendimi bularak giderdim. Geçmişin aksine, günümüzdeki merakım ise bu acı gerçekten ne zaman kurtulacağıma dairdir.

 


Bu sorunun çözümünü çağdaş evrensel değerlerle uyumlu kültürel etkinlikler aracılığıyla insanların sosyalleşmesine olanak sağlayan faaliyetlerle gerçekleştirilebileceğini düşündüğümden; yazılarımda,  erişebildiğim sosyal etkinliklerdeki gözlemlerimi paylaşıyorum. Erişmek isteyenlere yol açmak, erişemeyeceğini düşünenlere de ilham olmak gayesiyle 4 seneyi geride bıraktım.
Okur sayımın 800 ile 2000 arasında değiştiğini göz önünde bulundurarak geri bildirimleri de değerlendirdiğimde genelde ‘yaşıyorsun bu hayatı’ söylemi ile karşılaşmaktayım. Bu söylem ilham olabildiğimi doğrulamakta lakin erişmek isteyenlere gösterdiğim yollardan harekete geçmesine yeterli olmamaktadır çünkü rutin gerçekleşen faaliyetlerde okurun varlık durumlarını gözlemleyememekteyim.

 


Yazılarımın 4. yıldönümünde koskoca Pasinlerde sıradan bir eczane sahibinin yıllarca vergi rekortmeni olmasını bir türlü içselleştiremeyen, güzel İzmir’de defin edilen, vatanını seven, onurlu, dürüst insan Nurittin Yıldız abimin anısına....
(Selda Bağcan’dan Şaka Maka şarkısı gelsin)
 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Emrah 12 Mart 2025 18:15

    Gerçekten tebrik ediyorum

  • Cemil Evirgen 12 Mart 2025 18:07

    Sınıf arkadaşım Ayşegül'ün Ziraat Müh oğlu Hakan... Duyarsız toplum, kendine dokunmayan yılan bin yaşasın toplumu... Acar Baltaştan 1995... Ana Baba okulundan... Veliler toplandı. Acar Baştaş sordu... Okul ile problemi olanlar var mı? Var hocam... Çocuğum 1. Sınıfta. Öğretmeni çok ödev veriyor. Sağa çizgi, sola çizgi daire çocuğum onları çizerken yoruluyor ve uyuyor... Başka Çok kitapları var. Çanta ağır oluyor ve zor taşıyor... Çok ek ders kitabı isteniyor vb ... Peki ne yapıyorsunuz? Öğretmenine söyleyemiyoruz. Çocuğuma ters davranır diye korkuyoruz...Vb yakınmalar Arkadaşlar buna ne denir biliyor musunuz GM ... GM nedir? Bilmiyoruz. Geyik Muhabbeti Biz GM yaparız. ABD de bu sorunu olanlar okulda önce sınıfta baskı gücü oluşturur. Eğer bu ortak problemler okul bazında varsa okulda, ilçede varsa ilçede ilde veya eyalette varsa baskı gücü oluştururlar ve bunu değiştirirler. Bizde sıkıntı çekenler GM ile devam eder ve bunlar hiçbir zaman çözülmez. Bir sonraki sınıfa geçince bunu unutursunuz ve sorun devam eder gider demişti. Velhasıl tepkisiz ve organize olamayan bir toplumuz. Sonra oturup ağlaşırız... Sonra bir siyasi çıkar ben çobanım der. O çobansa vatandaş ne olur ?

  • Ruhsar Yanmaz 12 Mart 2025 17:36

    Sayın Hakan Cebeci Ben de 4 yıldır yazılarınızı okuyorum. Bu süre içinde toplumsal sorunlararı gündeme getirdiniz. Bu konulara eğilmeye devam ediniz. Uzun yıllar sizin yazılarınıxı okumayı isteriz. Yolunuz açık olsun.