Esnafta bir beklenti var. "Papaz gitti, dolar düşecek" beklentisi.
Bunu, Karabük'te alışveriş yaptığımız bir esnaftan anladım.
Aynı fikirde değildik.
Eski milli görüşçü, yeni AKP'li bir tüccar. Hakkını teslim edelim; hem kendisi, hem yanında çalışan Osman güzel insanlar. Çok yardımcı oldular, kolaylık sağladılar.
Satın aldığımız ürünü, hiçbir peşinat ve kaparo almadan öylece verdiler. Ertesi gün parayı ödemek için gittiğimde merak edip sordum:
"Bizi tanımazsın, bilmezsin, bu ürünü öylece nasıl verdin?"
Cevabı hoştu:
"Biz müşteriyi gözünden tanırız.Size itimat ettik."
Mutlu oldum ve teşekkür ettim.
Bizim son numara, Karabük Üniversitesinde Elektrik-Elektronik okuyor. Zaman zaman annesiyle birlikte yanına gelip ihtiyaçlarını gideriyoruz. Karabük halkıyla yakın temaslarımız oldu. Bu yörenin halkını gerçekten çok sevdik. Yardımsever ve dürüst insanlar. Yol soruyorsunuz, sizinle birlikte gelip arayıp bulamadığınız yere götürüyorlar. Bunlardan birisi de Karabük Demir-Çelik'ten emekli olmuş, işçi Sadık usta... Evinin önünden arabasını aldı, gideceğimiz yere kadar götürdü, para vermek istedik almadı.
İşte Karabük'te böyle insanlar var. Sevimli ve değerli insanlar.
Ürünü aldığımız AKP'li tüccar Papaz'ın serbest bırakılmasından umutlanmış.
"Dolar bu gün yarın düşer artık." dedi.
O'na dedim ki: "Bak değerli kardeşim. Senin esnaflığını beğendim ama, bu öngörüye fazla ümit bağlama. Türkiye'nin borcunu çevirmesi için sadece önümüzdeki yıl için 240 milyar dolara ihtiyacı var. Bu ihtiyaç durdukça, dolarda düşme olmaz. Daha da artmasından kork."
Hak verdi mi bilemem. "Evet epeyce borcumuz var" demekle yetindi.
Baktım, bu satırların yazıldığı dakikalarda dolar halâ yükselişte.
Papazın gidişi pek işe yaramamış. Papaz gitti, nasıl gittiğini konuşuyoruz artık. Anlaşılan o ki, başta esnafımız ve halkımız, "Papaz olayı"ndan bir mucize bekliyor.
Artık dolar düşer beklentisi neredeyse herkesi umutlandırmış. En azından, Karabük'teki durum böyle. Umut fakirin ekmeği.İnşallah tutar diyelim ama pek öyle görünmüyor.
Pazar, iştahını iyice kabartıyor.
Domatesin yanına yaklaşılmıyor. Diğer ürünler de el yakıyor. İnsanlar kilo ile değil, tane ile alışveriş yapıyorlar.
Ekonomi bu halde.
Bakalım; kovboyun azarlarının çökerttiği ekonomiyi teşekkürleri kurtaracak mı?