O zaman dava çatallaştı iyice...

Üniversitede Türk Düşünce Tarihi dersini okutuyorum. Bu haftaki konumuz mizah, nükte, ironi ustası Nasreddin Hocamızdı. Hoca sadece biz de değil, Tüm İslam ve Balkan coğrafyasında tanınan bir şahsiyet.  Türk Düşünce Tarihî kitabının içerisinde Hoca Nasreddin’e yer alması beni çok mutlu etti. Okuttuğum Türk Düşünce Tarihi eserin sahibi Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. H. Ömer Özden hocamız ve dostumdur. Kendisine teşekkür ederim.  

 

Eski Grek uygarlığının filozofu Sokrates kendini tanımlarken: “Ben at sineğiyim,” Sizi rahatsız etmeye geldim, ”derdi.   Sokrates çarşıda ve pazarda gençleri etrafına toplayıp ahlaki öğütler verirdi. Batı eğitiminde Sokrates çok önemsemektedir.  Çünkü ironi sanatının hocası Sokrat’tır. Bizim de “At sineğimiz’ Nasreddin Hocamızdır. Buna yeterince değer verdiğimizi sanmıyorum. “At sineğiniz” yani gerçekleri dile getiren filozofunuz yoksa rahatınızı kaçıran kimseniz yok demektir.  

 

Her geçen gün canla başla çalışan, ter döken sağlık çalışanlarımızı ve sevdiklerimizi aramızdan koparan ve alan,  bizleri hasta eden ve içerilere kapatan, insanlığın üzerine salınan Covid -19 virüsünün oluşturduğu şu salgın günlerinde, Nasreddin Hocamızdan bir kaç fıkra seçtim. Bir nebze de olsa üzerimizdeki bu sıkıntılı günlerde tebessüm edelim dedim.  

 

O ZAMAN DAVA ÇATALLAŞTI İYİCE 

 

Nasreddin hoca kadı iken bir gün bir adam gelip: 

“Efendim! Kırda hayvanlar otlarken alaca bir inek, galiba sizinmiş, bizim ineği karnından boynuzlayıp öldürmüş. Buna ne yapmak gerekir?” 

            Hoca: 

“Bunda sahibinin ne suçu var?  “Hayvana da kan davası açılmaz ya!” demiş. 

Bunun üzerine adam: 

“Yanlış söyledim efendim, bizim inek sizinkini öldürmüş,” diye dil sürçmesini düzeltmiş. 

Hoca yerinde doğrularak: 

“Haa!..” demiş.  “Bak, o zaman dava çatallaştı iyice! Bana şu raftaki kara kaplı kitabı indirin bakayım!…” 

 

ADAM OLMAMIN YOLU 

 

             Bir gün Nasreddin Hoca’ya: 

-“Adam olmanın yolu nedir?”  diye sormuşlar. 

-“Kulak” demiş. “Bilenler can kulağıyla dinlemeli. Kendi söylediği sözü de kulağı işitmeli.”  

 

PINARBAŞINDA UYUMUŞTUM 

 

Bir gün Hoca Nasreddin bir köy imamına konuk olmuş. Ev sahibi: 

-Efendim! Uykusuz musun, susuz musun?” diye sormuş. 

Açlıktan tokluktan söz eden yok…. 

Hoca buruk: 

-Buraya gelmeden önce bir pınar başında uyumuştum,” demiş. 

 

PARA KESESİNİ GÖSTERİN 

 

Bir gün Hoca Nasreddin’e telaşla gelip, “Bir sofu suya düştü, biz de yüzme bilmiyoruz, nasıl çıkaralım” diye sorup yardım istemişler. 

Hoca gülümsemiş: 

“Hiç birinizde para kesesi yok mu? Boş da olsa zararı yok. Kıyıdan şöyle bir gösterin, o içinde para var sanıp kendi çıkar.” 

 

HERİFİN YALANIN YÜZÜNE VURAYIM 

 

Bir gün hoca Nasreddin bir dana çalmış, hayvanı kesip ailecek bir güzel yemişler. Derisini de bir köşeye saklamışlar. 

            Dana sahibi ise başlamış ortalarda dolaşıp yakınmaya: 

            “Ey Müslümanlar! Bir öküzümü çaldılar! Koca öküz gitti! Ben yandım, öldüm, bittim!” 

            Hoca adamın küçücük danayı koca öküz yapmasına, abartmasına pek öfkelenmiş: 

“Karı! Çabuk çıkar şu dananın derisini de,” demiş “herifin yalanını yüzüne vuralım!”  

 

SEVSEM DE YERİ VAR 

 

            Bir gün varlıklı, ama kimseye yardım etmeyen, eli çok sıkı adamın biri Nasreddin Hoca’ya: 

“Hoca! Bakıyorum sen de parayı seviyorsun!” demiş.  

“Hoca hemen cevabını yapıştırmış: 

“İnsanı birtakım vicdansız, hasis adamlara muhtaç etmediği için sevsem de yeri var,” demiş. 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.