Magazin Haber Girişi : 16 Kasım 2018 21:30

Müslüm Gürses'in babası evlat değil eşinin katiliymiş!

Müslüm Gürses'in babası evlat değil eşinin katiliymiş!
ODA TV'den Soner Yalçın’ın bugün köşesine taşıdığı ve “Cinayet dosyasına ulaşacak bir gazeteci yok mu?” diye serzenişte bulunduğu o dosyaya 48 yıl sonra Erzurum'dan gazeteci Macit Gürbüz ulaştı...

Erzurm Post- Macit GÜRBÜZ (ÖZEL)- Vizyona girdiği ilk günden itibaren gişe rekorları kıran Müslüm filmi, bir tartışmayı da beraberinde gündeme getirmişti. Filmde, Müslüm Baba’nın öz babası Mehmet Akbaş, eşini ve kızını öldürüyordu. Müslüm Gürses’in hayatının bilinmeyen detayları vardı. Tüm ısrarlara rağmen, hayatı ile ilgili sorulara yanıt vermek istememişti. Anlatmak istemiyor, belki de bu acı olayı yeniden hatırlamak istemiyordu. Geçmişini unutmak ister gibiydi.

 

SONER YALÇIN’IN SERZENİŞİNE ADANA’DAN DEĞİL ERZURUM’DAN SES GELDİ

 

Bu olay, film vizyona girer girmez yeni tartışmalara yol açtı. Sonunda bugün gazeteci – yazar Soner Yalçın bu olayı köşesine taşıdı. Yalçın yazısında, “Kızını öldürdüğünü hiç duymadık. (Keşke Adana’da bir gazeteci şu cinayet dosyasını bulup açıklığa kavuştursa!). Tarihe hakikat mirası bırakmak lazım; senaryo ayrıdır, gerçek apayrı!”. diyordu.

İşte o dört sayfalık cinayet dosyasına, Adana’dan değil,  Erzurum (www.erzurumpost.com) 'dan  Gazeteci – Yazar Macit Gürbüz ulaştı.

 

CİNAYET KARARI 4 SAYFA

 

Gazeteci Macit Gürbüz’ün 48 yıl sonra  ulaştığı cinayet dosyası çok ilginç detaylar içeriyor.  Karar Adana 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne ait. Merhum Müslüm Güres’in babasI, eşi Emine’yi 29 Mayıs 1969’da öldürmüş. Ağır Ceza Mahkemesi’nin mahkûmiyet karar tarihi ise, 3 Kasım 1970. Mahkeme Başkanı Hâkim A. Rıza Turcan, üyeler Mürüvet Talu ve Ali Kilisli. Cumhuriyet savcılığını da İhsan Güleray yapmış. Karar, 4 sayfadan oluşuyor.

BİR BİLİNMEYENE DAHA: BABA MEHMET AKBAŞ, BOŞADIĞI EŞİNİ ÖLDÜRMÜŞ

 

Mahkemenin mahkûmiyet kararında baba Mehmet Akbaş, Süleyman oğlu Ayşe’den doğma, Adana Hürriyet Mahallesi 364. Sokak 62 numarada ikamet ediyor görünüyor, 2 çocuklu, okur –yazar ve sabıkalı görünüyor. Kasten adam öldürmekten yargılanıyor. Cinayet dosyasında bir bilinmeyene daha ulaştık. Mehmet Akbaş, işlediği cinayetten bir süre önce öldürdüğü eşinden boşanmış. Yani boşadığı eşini katletmiş. Olay günü öldürdüğü Emine Akbaş; resmi eşi değil, Emine hanımın soyadı da Demirdöven.

OLAY NASIL MEYDANA GELMİŞ?

 

Mehmet Akbaş, eşinden boşandıktan sonra Adana’dan İskenderun’a göç kararı almış. Çocuklarını görmek için eşinin yaşadığı evin sokağına gelmiş. Amacı oğlu Ahmet ve Müslüm Akbaş’ı görmek. Olaydan çok kısa süre önce Müslüm kardeşi Ahmet’i jilet alması için mahalle bakkalına göndermiş. Baba Mehmet Akbaş, sokakta beklerken, 8 yaşındaki Ahmet’i görünce yanına çağırmış, amacı onu da alarak İskenderun’a götürmekmiş. Ahmet, babasının ellerini açarak kucaklama isteğine olumsuz yanıt vermiş ve babasına sarılmamış. Baba onu iknaya çalışırken anne Emine Demirdöven, Ahmet’in arkasından evden çıkmış. Ahmet, babasına sarılmak ve onunla İskenderun’a gitmek istemediğini söylemiş. Baba, oğlu Ahmet’i kolundan tutarak zorla götürmek isteyince Ahmet ağlamaya başlamış, oğlunun ağlayıp feryat ettiğini duyan anne oraya gitmiş ve oğlunun elinden tutarak eve doğru yönelmiş. Ahmet ve annesi eve doğru giderken, oldukça öfkelenen baba Mehmet Akbaş, sokaktaki seyyar bir kebapçının tezgâhından aldığı ekmek bıçağı ile eski eşi Emine’ye arkadan saldırarak sırtından ve kalçasından defalarca bıçaklamış. Kanlar içinde kalan Emine hastaneye kaldırılmış ve orada hayatını kaybetmiş.

“BANA AĞIR KÜFÜRER ETTİ, ELİNDEKİ SOPAYLA VURDU”

 

Mehmet Akbaş kaçmış, ancak yakalanmış. Mahkemede, “İskenderun’a gitmeden önce çocuklarımı görmek üzere eski eşimin evinin sokağına gittim. O sırada 8 yaşındaki oğlum Ahmet’i gördüm, yanıma çağırdım. Konuşurken, eski eşim Emine geldi yanımıza. Ahmet’in elinden tutarak götürürken, bana ağır küfürler etti, hakaretlerde bulundu, elinde kalın bir sopa vardı, defalarca bana vurdu, kendimi korumak istedim, o sırada kendimi kaybetmişim, hatırlamıyorum bıçakladığımı” diye ifade veren Akbaş, görgü tanıklarının bu iddiayı yalanlaması üzerine mahkûmiyet almış. Tanıklar, küfürleşme ve hakaretin söz konusu olmadığını, hatta ikisi arasında karşılıklı konuşmanın dahi geçmediğini, sadece Emine Demirdöven’in çığlıklarını duyduklarını söylemiş.

20 YIL AĞIR HAPİS

 

Mahkeme, tanık ifadeleri ve otopsi raporunu göz önünde bulundurarak Mehmet Akbaş’a önce eylemine uyan TCK’nın 448. Maddesi gereğince 24 yıl ağır hapisle cezalandırmış. Ardından da pişmanlık duyması ve mahkemedeki hal ve tavırları nedeniyle cezasında 1/6 oranında (4 yıl) indirime gitmiş ve Akbaş’a 20 yıl ağır hapis cezası vermiş.

 

FİLMDEKİ SAHNELER YA KURGU YA DA YANLIŞ

 

Filmde Müslüm Gürses’in babası eşini evde bıçaklayarak, kundaktaki kızı Ezo’yu da kundağıyla birlikte duvara vurarak öldürse de, mahkeme tutanaklarında böyle bir kayıt ve detay yok. Bu durum, ya filmin kurgusu ya da fahiş bir hata. Filmde bıçaklanarak öldürüldüğü iddia edilen Müslüm Baba’nın kızkardeşi Ezo’ya ait mahkeme kararında tek bir satır dahi geçmiyor.

 

EZO, FİLMDE KUNDAĞIYLA DUVARA VURULARAK ÖLÜYOR AMA GERÇEK HİÇ TE ÖYLE DEĞİL

 

Yani baba Mehmet Akbaş, evlat katili değil, sadece eşini öldürmekten yargılanıyor ve ceza alıyor. Filmde; Emine Demirdöven, evde bıçaklanarak öldürülürken, gerçekte sokakta katlediliyor. Kurgu mudur, araştırılmadan kulaktan dolma bilgilerle mi film senaryosu yazılmış bilinmez ama mahkeme kararında yazan gerçek bu şekilde.

Bakalım, bu bilgiler tartışmalara nasıl bir boyut kazandıracak.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.