Cumhuriyetimizin kurulduğu yıllarda Mustafa Fehmi Kubilay’ın katledildiğini ve katillerinin gecikmeden yargılanarak gerekli cezai işlemin uygulandığını unutmuyor ve adalete inancımızı, tarih bilincimizi kaybetmiyoruz. İşte bu katliamın yaşandığı toprakların günümüzdeki Menemen ilçesinin Tarımsal Hizmetler Başkanından bir haber ulaştı. 25 Haziran’da İzmir Anakent Belediyesi Tarım Daire Başkanlığı öncülüğünde projelendirilen bir çalışmanın sonuçlarının paylaşılacağı bir açılış töreni olduğunu, Genel Başkan Kemal Kılıçtaroğlu’nun da katılım sağlayacağını belirtti. Duydum haberi, düştüm yollara. Çiğli Belediyesi sınırları içerisinde yer alan Sasalı Doğal Yaşam Parkı komşusu olan bu tarım merkezine ulaşmak için Çiğli aktarma merkezi önündeki kahvede bir adet soğuk soda içip ferahladıktan sonra, 751 numaralı otobüse bindim. Yaklaşık 20 dk süren yolculuk sonunda süslenmiş merkeze ulaştım. Yoğun güvenlik önlemleri nedeni ile otobüs durakta durmayınca bir sonraki durakta inip, İzmir’in Haziran sıcağında öğlen 13 sularında yürümeye devam ettim. Otobüsten benimle birlikte inen bir hanım açılışa gittiğini belirtince ‘bende’ dedim ve olduk yol arkadaşı. Yaklaşık 15 dakikalık yürüyüş sonunda ulaşacağımız merkeze varmadan sohbet etme fırsatı bulduk. Gülfidan 2 çocuk annesi genç bir kadın. Eğitimi yok. Afyon’dan beyi ile birlikte göçmüş gelmiş İzmir’e. Daha da dönmemiş topraklarına. Tek maaşla 2 çocuklu bir ailenin geçimin zorluğundan yakındığı için evde çocuklarını bırakmış düşmüş kuş uçmaz kervan geçmez yollara iş aramak için. Çareyi İzmir Belediye başkanı Tunç Soyer’e ulaşmakta bulmuş. Hazırlıklı gelmiş koymuş çantasına özgeçmişlerini. Açılış programı esnasında da yer yer karşılaştık. Özgeçmişini Kemal Kılıçtaroğlu’na kadar ulaştırdığını sevinçle paylaştı. ‘Hem de konuştu benimle’ dedi. Hâlbuki hedefi anakent belediye başkanına ulaşmaktı. Gülfidan çok umutlu, şanslı ve heyecanlı bir şekilde kaderine boyun eğmeyerek mücadelesine devam etti. Hayırlısı olur, gönlüne göre işine kavuşur umarım.
Bir önceki yazımda lisans mezunu işsizlerin ne yapabileceğini hakkında fikirlerimi paylaşmıştım. Bu yazımda ise lisans mezunu olmayan işsizlerin hangi yollar ile iş aradıklarını anlatmak için bu yaşanmışlığı paylaşmak istedim.
Bu sene Erzurum kuraklığı derinden yaşadı. Kurağa dayanıklı bitkiler üzerinde tez yazabilen şanslı ziraat mühendisleri arasında yer alan ben, İzmir’de kuraklık senaryolarının gelecek kuşaklara görsel anlatımının gerçekleştirilebileceği bir eğitim ve üretim merkezinin açılışına katıldım. Kuraklığın geleceğin bir gerçeği olduğunu öngören İzmir Anakent Belediyesi, alarm zillerini önceden fark ederek, harekete geçip Avrupa birliği finansörlüğünde gerçekleştirdiği proje sonucunda İzmir Tarımı Geliştirme Merkezini Çiğli Belediyesi Sınırları içinde kalan Sasalı’da kurmayı başardı. Açılış töreninde, kuraklık döneminde bitkilerin fenotiplerini ve kuraklık zamanında uygulanabilecek tarımsal teknolojileri sergilendi. Kuraklık durumunda bitki fizyolojileri, topraksız tarım, dikey tarım uygulamaları, damla ve yüzey altı damla sulama sistemleri, meyve bahçelerinde geniş sıra aralıklı dikim sistemlerinde su infiltrasyon havuzları oluşturulması ve su hasatlarının ağaçlara ulaştırılması görselleştirildi. Merkezde Tarım ofisi, kütüphane, laboratuvar, seralar, toplantı salonları ve demonstrasyon tarlaları da bulunmakta. Okaliptüs ağaçları ve çitlerle çevrili bu merkezin tüm kent ziyaretçilerine ve çiftçilere ufuk açıcı olmasını dilerim.