12 Ağustos 2021 Perşembe 18:30 Karşıyaka- İzmir
Ulusal, laik eğitim özlemli içinde olan yurttaşlar bir araya gelip, 40 yıl önce kamulaştırılan Cengiz Kocatoros Caddesi 1798’inci sokakta bulunan alanın Avrupa Birliği fonu ile 32 derslikli uluslararası eğitim merkezi oluşunu protesto etmek istediler.
Kendi imkân enerjileri ile örgütlenip; belirlenen yer ve saatte toplanmak için yayım çalışmalarına başladılar.
Yayım faaliyeti sonucu; mobilize ettirilmesi normal şartlarda oldukça zor olan çoğunluğu 65+ ve kadın olan 500-600 kişilik bir topluluk basın açıklaması için güneşli bir Ağustos akşamı 34 °C sıcaklıkta belirtilen yerde toplandı.
Topluluk; gerek iktidar gerekse muhalefetteki yönetim kesimin desteğini alamadı ve teknik imkânlardan eksik bırakılarak adeta cezalandırılırcasına mikrofonsuz hoparlörsünüz basın açıklaması gerçekleştirdi. Etkinlik bir anda ilçe örgütünü protesto eylemine dönüşüverdi.
Uzak ilçelerden de katılım sağlayan yarısından fazlası kadın olan bu topluluğun talepleri dinlenmeye değerdi.
İnşaat alanı önündeki 12 Ağustos tarihli bilgilendirme notlarında:
Bölgede yaşayan tüm çocukların okula kayıt olabileceği, okulun 32 derslikli bir lise projesi olduğu ve yatılı bir okul olmadığı ve gelecekiçineğitim.meb.gov.tr adresinden detaylı bilgi alınabileceği belirtilmişti.
Ayrıca Birleşmiş milletlerin çocuk hakları sözleşmesine vurgu yapılarak, ana yasamızın 42. Maddesi gereğine de vurgu yapılmış; inşa edilen okullarda belirli bir zümreye, etnik köken, mülteci grubunun kullanımı için yapılmamakta olduğu ayrım gözetmeksizin tüm çocuklarımızın kullanımına açık olacağı belirtilmekteydi.
Suriye’den göçe bağlı olarak eğitim hizmetinde oluşan talep artışını yeni okullar inşa ederek karşılamayı amaçlayan projenin A.B. kaynakları kullanılarak 19 ilde toplam 410 adet okul inşa edildiği belirtilmişti. İzmir’de ise toplam 500 milyon TL yatırım ile 20 okul inşa edildiği (Bayraklı- Bornova- Karabağlar) ve tamamlandığı ve devlet okulu olduğu vurgulandı.
Okulun tüm insanlık için yapıldığı sadece belirli bir mülteci kesim için yapılmadığı belirtilse de A.B. fonu ile gerçekleştirilen yapıtın tanıtım aşamasında başlığında Arap harfleri ile yapılan bilgilendirmeler bölge halkının hassasiyetleri ile ters düşmekteydi.
İktidarla iktidar süresince barışmamış olan Karşıyakalıların yerel yönetim ve merkezi otorite arasındaki sorunları derinleşerek fiziki hal bulur hale geldiği gibi, yerel yönetimi destekleyen muhalefetin milli hassasiyeti yüksek kesimlerce de sorunları aynı ivme ile derinleşmekte olduğunu gözlemleyebiliriz.
Yaşadığı huzursuzluğu ifade etmekte zorluk çeken bu hassas grubun içinde yer aldığı muhalif kesimce de yalnızlığa itilerek dışlanması, yönetimin belirli kesimleri yeterince kucaklayamadığının açık göstergesi olduğunu düşünmek mümkün.
Zaten iktidarın yaşam biçimini dayatması ile karşı karşıya olan bu topluluğun, muhalefetin egemen olduğu alanlarda da kendi muhalefet anlayışını kendi seçmenlerine de dayatması ‘dayatmacı zihniyetin‘ güç savaşlarındaki stratejisinin açık bir göstergesiydi.
Halbuki siyaset böyle mi? Siyaset kin ve nefretle baskı ile yapıldığı zaman başarıya ulaşamaz.
Basın açıklamasını telefonundan okumak için çabalayan 65+ hipermetrop bir eylemcinin yazıları okuyamayışı nedeni ile huzursuz olan topluluğa; sesi gür ve gözleri gören bir aktivistin yardımcı olması sonucu toplanan halk ancak bilgilendirilebildi.
Atatürk Orman Çiftliğinde yıllar önce yapılan inşaatın inşaat sürecinde mahiyetinin halk ile açık ve net paylaşılmadığı ve bir anda külliye olarak karşımıza çıktığı vurgulandı. Aynı şekilde bu yapılan okulun da bir medrese olarak Karşıyaka’nın göbeğinde ortaya çıkmayacağından da emin olmak istediklerini belirten bir yurt seven, iktidara olan güven kaybını açık bir dille ifade etmekteydi.
İnşaat konusunda 23 Haziran tarihinde gerçekleştirilen sözleşme sonucunda işin işten geçtiğini, hiç değilse bu okulda verilen eğitimin laik eğitim olması için elimizden gelenin yapılması gerektiği de vurgulandı.
Açıklamada 40 yıl önce il meclisince eğitim alanı olarak kararlaştırılan bu parselde yıllarca bir eğitim faaliyeti için girişimde bulunulmayışı, ihtiyaca rağmen eğitim tesissinin bu zamana kadar kurulmayışı ve günümüzde bu alanın uluslararası eğitim verebileceksek kimseler için de tahsis edilme ihtimalinden oluşundan rahatsızlıklar zor da olsa ancak dile getirildi. Kriz döneminde ‘herkes için eğitim’ sloganı ile tanıtılan bu projenin neden ‘sürekli ulusal eğitim’ olarak gerçekleştirilmediği hususunda eleştiriler yoğunluktaydı.
Yalnızlık psikolojisi içinde olan 65+ topluluk lider arayışı içinde olduğunu betimlemekten hiç çekinmedi.
Bir de son olarak; Karşıyaka’nın meşhur Kemal Paşa Caddesinin Karşıyaka İzban istasyonuna doğru olan kısımda uzun saçlı, hafif kilolu, sırt çantalı ağabeylerimizden, yüksek ve içten bir sesle üzerine bastırarak ‘Errrkeeen Seeeçimmmm’ diye bağırarak yürüyenler olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.
Bu olumsuzluğa 65 Yaş üstünün bilinçli itirazlarının olması,gençliğin bu konudaki ilgisizliğini vurguladığı yazında haksız sayılmazsın.Belki de özellikle gençliğin ilgilerinin başka alanlara yönlendirilmesi,onların Ülke sorunlarından,Eğitimin sorunlarından uzaklaşmaları için polikadan,yaşam felsefeleri den uzaklaştırılmaları etkindir.Bilinçli olanlarda Ülke ve kendi geleceklerine umutlarını kesip yurt dışına çıkma isteği ve gayretindeler.
65 yaş üstü demişsiniz.Bu doğru değil 7 den 77 ye herkes oradaydı
65 yaş üstü demişsiniz.Bu doğru değil 7 den 77 ye herkfz oradaydı