İşte kaleci ‘Garip Ersin’in hikayesi...

Türk silahlı kuvvetler bünyesinde faaliyet gösteren Muhafızgücü spor kulübünün kapatılmasının akabinde 20.06.1952 yılında yeniden Türk Silahlı Kuvvetler bünyesinde daha yaygın olacak şekilde Kargücüspor kulüpleri kuruldu...

 

 

3. Ordu komutanı Orgeneral Nurettin Baransel ve kurmay başkanı Ragıp Gümüşpala’nın gayretleri ile  Karagücüspor kulübü Erzurum merkez ordu karargahında kuruldu...

 

 

Türkiye profesyonel liglerinde futbol oynayan futbolcular asker olduklarında Türk Silahlı Kuvvetler bünyesinde kurulmuş olan Karagücü spor kulübüne alınırdı...  

 

Orduya bağlı birliklere sporcular askere geldiklerinde Karagücü spor kulübü bünyesine alınır, askerlik bitinceye kadar burada devam ederlerdi...

 

Karagücüspor kulübüne gerek acemi birliklerden direk, gerek acemi birliklerindeki eğitimlerinin bitimindeki diğer birliklere dağıtımları yapılırken aldıkları haber üzerine sporcuları hemen Karagücü spor kulübüne alınırdı. Dağıtım sonrası işlemleri bir iki hafta içerisinde hallolurdu... Karagücüne alınan futbolcuların çoğu birlikler arası yapılan maçlardan seçilen amatör futbolcular olmasına rağmen, bazen de profesyonel Türkiye liglerinde top koşturan şöhretlerden oluşurdu... 

 

 

İşte Suadiye’nin çocuğu olan Ersin Kayaalp’ta asker öncesi mahalli olarak amatör  kalecilik yaptığı bilgisi üzerine, birlikler arası müsabakalarda göz doldurur ve Erzurum 3. Ordu bünyesindeki birliğinden Karagücüspor kulübüne alınarak takım kaleciliğine devam etmişti...

 

 

Erzurum Karagücüspor kulübü aynı zaman da Erzurum Amatör kümeye dahil edilmiş ve liderliğe oynayan çok çetin bir takım olmuştu... Karagücüspor’un maçları çok izlenilirdi...Erzurumspor teknik heyeti ve idarecileri Karagücüspor’dan iki sporcuyu takip ederek talip olmuşlardı. Biri Karagücü’nün kaptanlığını yapan kel olduğu için seyircilerin ‘kelle’ diye hitap ettikleri seri forvet Başçavu... Bir diğeri ise mükemmel fiziğiyle kalesini gole kapatan kaleci Ersin Kayaalp’tı...

 

 

‘Başçavuş Kelle’nin transferi astsubay olduğu için mümkün değildi...Ancak Karagücü’nün muhteşem kalecisi Ersin Kayaalp’ın transferi mümkündü.  Ersin, 22 Mart 1969 günü 3.Ligde mücadele eden Erzurumspor’a, terhis belgesini aldığı günün  ertesi günü transfer oldu…  Ersin, kaleciliğinin yanı sıra aynı zamanda çok iyi bir bayan kuaförüydü... 

 

Ersin’in Erzurumspor’a transfer oldu ama lisansı Amasyaspor ile oynanacak maça yetiştirilemedi... Erzurumspor’un asıl kalecisi Hatay’lı  Nazif Tan sakat, Erzurum Demirspor kulübünden transfer edilen ikinci kaleci Nihat Elmas sakat dolayısıyla kaleyi koruyacak üçüncü  bir kaleci kalmamıştı...

Gençliğinde Fenerbahçe’nin kalecisi olan Antrenör Selahattin Ünlü fedakarlık yaparak, Erzurumspor’a antrenör futbolcu olarak acilen lisansı çıkarılmış ve Selahattin Arın(Ünlü)Erzurumspor kalesini korumuş maçı içinde çok kötü sakatlanmasına rağmen maçı büyük çaba göstererek tamamlamıştı... Bu durum üzerine Erzurumspor ‘un ve aynı zamanda Ticaret Odası Başkanı olan Ali Sırrı Kuşkay, Vali Mustafa Uygur’la beraber, Erzurumspor kulübünün profesyonel olarak kuruluşunda ve üçüncü lige alınmasında öncülük eden Devlet Bakanımız Mehmet Turan Bilgin’i arar ve sayın bakanımız Turan Bilgin  devreye girerek 4 Nisan 1969 günü oynanacak maça Ersin’in lisansının yetiştirilmesini sağlar...İşte Ersin o günden sonra Erzurumspor’un kalesini hiç kimseye kaptırmadan teslim alarak, Türkiye geneli büyük takımlarında gözdesi olmuştu...

 

Tabi ki Teknik Direktör Selahattin Aran (Ünlü) sayesinde Ersin kaleciliğinin üzerine koymasını bilmişti...Selahattin Ünlü’nün Fenerbahçe’nin kalecisi oluşu, Ersin’in müthiş kaleci olmasına sebep olmuştur...

 

1972/73 sezonu 3 Lig Yeşil Gurupta Kulüp Başkanı Doğu Sineması sahibi Raci Karakaş, birinci devre takım antrenörü Hadı Vuraler, ikinci devre Antrenör Turgut Kafkas idi... Cemal Gürsel Stadyumunun açılışını, Erzurumspor’da sezon açılışına denk getirerek Fenerbahçe davet edildi...Davete binaen Fenerbahçe ile Erzurumspor hazırlık maçını Erzurumspor 3-0 kazanmıştı, bu maçta en büyük pay Ersin’in idi...Medyada ‘Hadi’nin fendi Didi’yi yendi’ başlığının yer aldığı haberin altında maçın kahramanı kaleci Ersin’den bahsediyordu.Ersin o tarihten sonra hep büyük takımların ve federasyonun takibine alındı...

 

Ligde ikinci yarı Teknik Direktör olarak Turgut Kafkas’la mücadele ceren Erzurumspor lig sonunda üçüncü lig yeşil gurupta namağlup şampiyon olmuştu... Dünyada,  namağlup iki takım vardı. Birincisi Erzurumspor, ikinci takım Portekiz’in  Benfica takımıydı. O efsane şampiyon takımı sezon sonuna kadar götüren kadroda; Ersin Kayaalp, Edip Budak kaleci, Yavuz Korkut sağbek, solbek Selahattin Diyadin, Atilla Yasa, Erhan Gemalmaz stoperler Özden Şandan, Ekrem Tezik, Fikret Duran, libero Nihat Elmas, orta saha kaptan Hasan Sargın , Volkan Canalioğlu, İlyas Aktaş, Ercan Güngör, Erkan Şengöz, sağaçık Necati Vuraler, Hayrettin Budak, santrafor Hüseyin Tok, solaçık Cumhur Songül, Nuraydın Atasoy sezon sonunu işte bunlar kucaklamışlardı ve Ersin  yapılan takibin akabinde Milli Takıma çağrılıyordu...

 

Bizim insanımız şöhretli bir sporcudan nemalanmak için, ona yanaşarak ikram diye yaptıkları ile o sporcuyu uçuruma götürdüklerinin bile farkına hiçbir zaman varamamışlardır...işte bu gibi ikram adı altında yapılanlardan nasibini alanlardan biride Ersin olmuştu...Ersin milli takım kampına katıldı ama onu rahat bırakmayan şöhret sevdalıları yüzünden milli takım kadrosundan çıkarıldı...Orhan Gencebay’ı, ‘’hor görme garibi” parçasını dinlerken Ersin, ‘’dert mi bu garibe’’ diyerek onu hatalara sevk edenleri hatırlayarak üzülürdü...

 

Garip Ersin deplasman maçlarında bir puan benden diyen ve onu gerçekleştiren efsane yeri doldurulmayan bir kaleciydi... 

 

Ersin Erzurum’un güzide ailelerinde Erzurum lisesi dönem arkadaşımız Nur kardeşimizle evlilik yaparak Erzurum’un eniştesi oldu ve Erzurum da kaldı... 

 

Ersin Türkiye liglerinin karmasına giren nadide bir kaleci idi... bir ara Erzincanspor ve  İskenderspor’a transferi oldu...Fakat o sezon sonlarını zor bekleyerek hemen kendi yuvası dadaşlar diyarına dönerdi... Erzurum’dan ayrı kalmayı ölüm zannederdi ve böyle de ifade ederdi. O hanımıyla beraber gerçek bir dadaş aileydiler.

 

Ersin profesyonel futbolculuğu bıraktığı dönemde 12 Martspor kulübü antrenörü Osman Eygü’nün,  Ersin’in tecrübesine binaen Doğu Anadolu gurup maçlarına katılmasından dolayı takımın kalesine geçme isteğini kıramayarak takıma amatör kaleci olarak katılıp, guruplarda 12 Martspor kulübünün kalesini korumuştu...

 

Garip Ersin uzun süredir rahatsızdı... Garip Ersin’in hakka yürüdüğünü teessürle öğrenmiş oldum...Merhum Ersin Kayaalp’a Allah’tan rahmet, kederli aile efradına, Erzurumspor camiamıza sabır ve baş sağlığı dilerim...

 

 

Hakka yürüyen Erzurumspor’a emeği geçen büyüklerimizi ve hakka yürüyen futbolcuları, taraftarları, amigolarını rahmetle anıyorum. Yaşayanlara sağlıklı ömürler dilerim.

     

 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.
  • Nihat Elmas 16 Nisan 2022 22:01

    Adım libero olarak geçiyor ama benim mevkim kaleci ve rahmetli Ersin le o askerken ve ben Erzumsporda iken arkadaşlığımız vardı benim askere gitmemle onun Erzurum spora transfer olması gerçekleşmiştir

  • Haluk Vefik Şengöz 15 Nisan 2021 18:22

    Harika bir hatırlatma yazısı,ellerine,hafızana sağlık.