“İlim ve sanat takdir edilmediği yerden göç eder.”
İbn Sina
Bir düğünde oturduğum masadan kalkarak dostlarımın olduğu masaya belimi tam doğrultamadan eğerek gittim, oturdum. Hoş beşten sonra Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin değerli hocası Prof. Dr. Hakan Hadi Kadıoğlu dostum yarın bir muayeneye gel, bakalım dedi. Odasına gittiğimde muayene edip filim istedi. Filimin sonucunda bellimde kayma olduğunu tespit etti. Bel korsesi takmamı, yüzme sporu yapmamı, bel kaslarımın egzersizlerle güçlendirmemi önerdi. Kremler ve ağrı kesiciler yazdı. Dikkat etmezsen ileride sıkıntı olur dedi.
Aradan bir yıl geçmedi ki sol bacağımda şiddetli ağrılar oldu ve güç kaybıyla karşı karşıya kaldım. Birdenbire umutsuzluğa düştüm. Vücuduma söz geçiremiyordum. Nasıl çocuk derdini ağlayarak duyuruyorsa, vücudumda ağrı yoluyla bana sesleniyordu. Bu büyük bir yardım çağrısıydı. Yürüyen, koşan, yürümenin değerli olduğunu herkese salık veren olarak yürüyemiyordum. Altın kural: “yürümek sağlıktır” dedim. Aklıma Hz. Peygamber’in “Namaz sebebiyle en çok sevap elde edenler, cemaate en uzak yerlerden yürüyerek gelenlerdir” (Buhârî, Ezân 31) kutlu sözü geldi. Sabahın seherinde bu inançla insanlar yürüyerek sağlıklı kılınmak istenmekteydi. Asıl amaç da bu olsa gerek. Bastonla ancak yürür oldum. Hekimlerimiz ve sağlık personelimiz iyi ki varlar. Onlara koştuk.
Ayağım çatladığında asansörü evde ve fakültede çok aramıştım. Çünkü yoktu. Mühendisler neden bunu görmezden gelirler! Bu seferki rahatsızlığımızda da asansörün değerini bir kez daha anlamış oldum. Fakültemin asansörü bozuk olduğu ve uzun süre yaptırılmadığı için 4.ncü kattaki odama çıkmamdaki zorluk ağrılarıma tuz ve biber oldu. Eşim yeni yaptırdığımız iki katlı eve asansör yaptıralım dediğinde bu tecrübeme rağmen biraz gönülsüz davrandım. Bize ileride lazım olur dedi. İyi ki yaptırmışız, bir yılı geçmeden lazım oldu. Bu süreçte kiminle karşılaştığımda herkes bel kayması ile ilgili bir şeyler söylüyordu. Temiz bakımlı Aziziye Belediyesi’nin Ilıca Kaplıcasına devam ettim. Ortopedik yatak aldım. Çelik korsenin yanında Saltuklu Kadın Kooperatifi’nin ürettiği ehramdan yün kuşağı alıp kullanmaya başladım.
Ağrılarımı dindiren, tedavi olmamda yardım eden aşağıda adlarını saydığım tüm hekimlerimize ve sağlık personeline minnettarım.
Atatürk Üniversitesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Bölümü
Prof. Dr. Hüsnü Kürşad’a
Doç. Dr. Ahmet Murat Yayık ’a
Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü
Prof. Dr. Hakan Hadi Kadıoğlu’na
Prof. Dr. Mehmet Dumlu Aydın’a
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Bölümü
Prof. Dr. Akın Erdal’a
Prof. Dr. Hülya Uzkeser’e
Nöroloji Bölümü
Doç. Dr. Fatma Şimşek’e
Aile Hekimliği Bölümü
Prof. Dr. Yasemin Çayır’a
Erzurum Şehir Hastanesi
Kalp ve Damar Cerrahisi Bölümü
Prof. Dr. Mehmet Ali Kayğın’a
Beyin ve Sinir Cerrahisi Bölümü
Op. Dr. Nuh Çağrı Karavcı’ya
Aşkale Devlet Hastanesi
Uzman Dr. Muhammed Ali Akdoğan’a TEŞEKKÜR EDERİM.
Yine ayrıca Fizik Tedavimde güler yüzlü davranan, her hastasına olduğu gibi bana da iyi davranan Fizik Tedavi Rehabilitasyon Teknikeri Fatma Özyurt ve her seslenişimde yardımıma koşan, buyur hocam diyen yardımcı personel Şerafettin Aktaş’a teşekkür ederim. Stajyer öğrencileri unutmuş değilim. Onlara da ayrı ayrı teşekkür ederim.
Bu süreçte eşim Hülya, oğlum Ahmet Ediz, damatlarım Yakup ve Aykut, kızlarım Beyza ve Bilge'ye de teşekkür ederim.