Gençliğe Hitabe ve gençliğimizin üzücü hali

Eğitim Kurumlarımızın her sınıfında İstiklal Marşı ve Gençliğe Hitabe yer almaktadır. Ancak zaman zaman üniversite öğrencilerine gençliğe hitabeyi okuyup kaç kelimesini anlamıyorsunuz dediğimde, abartmış olmayayım, hemen hemen 30 ya da 40 öğrencimizden eksiksiz anlamış ya bir ya iki kişi çıkmaktadır. Metinde geçen anlamadığınız kaç kelime var dediğimde; en az 5, en çok 11 kelime bilmediklerini ifade etmektedirler.  Bu öğrencilerimizin arasında Felsefe ve Türkçe öğretmenliği öğrencileri de var.

 

Sizler de gençliğe hitabeyi Gazi Mustafa Kemal’in kaleminden çıktığı haliyle okuyunuz bakalım kaç kelimesini anlamadınız?  Bir de aşağıda sadeleştirilmiş haliyle okuyunuz.

 

Nutuk’un son sayfasında Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Millî Mücadele’nin başlanmasını ve sonucunu şu cümlelerle ifade eder:

 

“Efendiler, bu beyanatımla millî hayatı hitam/son bulmuş farz edilen büyük bir milletin istikbalini nasıl kazandığını ve ilim ve fennin en son esaslarına müstenit/dayanan millî ve asrı/çağdaş bir devleti nasıl kurduğunu ifadeye çalıştım. Bugün vasıl/ulaşmış olduğumuz netice asırlardan beri çekilen millî musibetlerin intibahı/uyanışı ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir.

 

Bu neticeyi Türk gençliğine emanet ediyorum.

 

Ey Türk gençliği! Birinci vazifen; Türk istiklalini, Türk cumhuriyetini, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir.

 

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şeraitini düşünmeyeceksin. Bu imkân ve şerait, çok namüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklal ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dâhilinde iktidara sahip olanlar, gaflet ve dalalet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri, şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakruzaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.

 

Ey Türk istikbalinin evladı! İşte, bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen, Türk istiklal ve cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

 

Sadeleştirilmiş hali ise:

 

Ey Türk Gençliği!

 

Birinci görevin, Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyeti’ni, sonsuza dek korumak ve savunmaktır.

 

Varlığının ve geleceğinin biricik temeli budur. Bu temel, senin en değerli hazinendir. Gelecekte de seni, bu hazineden mahrum etmek isteyecek, iç ve dış düşmanların olacaktır. Bir gün, bağımsızlık ve cumhuriyeti savunma zorunluğuna düşersen, göreve atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şartlarını düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şartlar, çok elverişsiz bir nitelikte belirebilir. Bağımsızlık ve cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada benzeri görülmemiş bir galibiyetin temsilcisi olabilirler. Zorla veya hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelere girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şartlardan daha acıklı ve daha korkunç olmak üzere, memleketin içinde, iktidara sahip olanlar dalgınlık ve doğru yoldan ayrılma ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri kişisel çıkarlarını, memleketi ele geçirenlerin siyasi emelleriyle birleştirebilirler. Millet, fakirlik ve yoksulluk içinde harap ve bitkin düşmüş olabilir.

 

Ey Türk geleceğinin evladı! İşte, bu durum ve şartlar içinde bile görevin; Türk bağımsızlık ve cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun güç, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

 

Gençliğe hitabe sadeleştirilsin mi? Bilmediğimiz kelimeler öğretmenlerimiz tarafından açıklansın, özgün metin aynen kalsın mı?  Bu konuda öğretmenlerimiz ne düşünür sormak lazım.

 

Not: Kesme işaretlerini ben ekledim.

 

Gençliğe Hitabe, Nutuk II. Cilt, 897-898 sayfasında yer almıştır. Sadeleştirilmiş metini Utkan Kocatürk, Atatürk’ün Fikir ve Düşünceleri (sayfa. 297) adlı eserinden aldım. Atatürk Araştırma Merkezi, 2005, Ankara.

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.