Gazali’nin( 1058-1111) Arapça olarak halkın ilmihal bilgilerini öğrenmesi için kaleme aldığı eserlerinden birisi de “Ya eyyühelveled’dir”. Bu eser Osmanlı döneminde Osmanlıcaya Ey Çocuk/Oğul adıyla tercüme edilmiş. Biz de bu tercümeyi esas alarak Latin harfli Türkçeye okurlarımızın bilgisine akıl konusunu sunduk. Sadeleştirmeden ufak bir eklemelerle iki yüzyıla yakın önce konuşulan Türkçe hakkında bilgi sahibi olunsun diye de olduğu gibi verdim. Bazı kesme işaretlerinden sonra sözcüklerin Türkçe anlamlarını verdim.
“Ey oğul! Bil ki Hak Teâlâ cümleden evvel aklı yarattı. Hazreti Resul aleyhisselam buyurdu ki:
-“Hak Teâlâ hazretleri aklı yarattığı vakit nur içine koydu. İlmi, aklın tenine giydirdi. Fehmi/anlayışı aklın canına, ihlası/samimiyeti ise yüzüne verdi. Harisliği/açgözlülüğü kulağına, gerçekliği diline, cömertliği eline, tevekkülü beline, korkuyu belinden aşağı ve ümidi belinden yukarı verdi.
Ondan sonra Hak Teâlâ Hazretleri hitap edip buyurdu ki:
- Ey akıl! Kaldır başını hacet dile vereyim.
Ol vakit akıl:
-Ya Rabbi senden hacetim oldur ki, ben fakiri keremi lütfunla yarlıgayasın/ bağışlayasın. Ve beni hangi kuluna nasip eylersen ol kulu dahi yarlıgayasın.
Hak Teâlâ Hazretleri buyurdu ki:
-Ey benim feriştehlerim/meleklerim sizler şahit olun; hangi kuluma aklı ruzi/nasip kıldım, ol kulumu yarlıgadım. Ve hangi kişide akıl ola, her işi ol kimse akilane işler.
Nitekim Hak Teâlâ hazretleri Kur’an-ı Kerim’inde:
“Rabbinin makamından korkan ve nefsini kötü arzulardan uzaklaştırmış kimse için şüphesiz cennet(onun) yegâne barınağıdır,” buyurdu. (Naziat Suresi, 40- 41. ayet).”
Ondan sonra Hak Teâlâ hazretleri nefsi yarattı. Cehli tenine giydirdi. Ve şehveti gözüne, tama’ı/ doymazlığı boğazına, yalanı diline, kendini görmeği göğsüne ve hırsı karnına verdi. Ve zulmü beline, hışmı eline, murdarlığı fercine/üreme organına, fesadı ayağına, şevki/şiddetli isteği belinden aşağıya, şirki belinden yukarıya verdi.
Ondan sonra Hak Teâlâ hazretleri buyurdu ki,
-Ey benim feriştahlarım! Sizler şahit olun kim ki benim emrimi tutmayıp nefsine uya. Ben onu tamuya/cehenneme korum.
Nitekim Hak Teâlâ hazretleri Kur’an-ı Kerim’inde:
“Kim azgınlık eder ve dünya hayatını tercih ederse, şüphesiz, tamu onun sığınağıdır,” buyurdu.(Naziat Suresi, 37. 38. 39. Ayet).
Şimdi her kişi aklına danışıp da işleye. Eğer danışmaz işlerse ol iş ileri gitmez. Nefse uymuş olursun. Nefse uyup Hak Teâlâ hazretlerinin emrini tutmayıp terk edenlere Hak Teâlâ hazretlerinin feriştahları şahit olmuştur. Ol kimse tamuluktur/cehennemliktir. Şimdi nefis ol düşmandır ki; Kurtulmak dilersen hazer eyle/ kaçın, korun. Aklı elden koma. Zira Hak Teâlâ’yı akıl ile bildiler. Ve peygamberler akıl ile oldular. Ve cennet amelin akıl ile işlediler. Ve şol akıl sahibi olanlara kimselere Hak Teâlâ hazretlerinin rahmeti erişir. Ve akıl sahibi olanlar cennete dâhil olur. Ve şol kimseler ki akılları ermez, Allah Teâlâ hazretlerine ve peygamberlere inanmazlar. Onlar kâfirlerdir. Ve yahut İslam olmuş amma daim nefsinin arzusundadır. Onların adı hemen Müslümandır. Hak Teâlâ hazretleri Kur’an-ı Kerim’inde onların hakkında buyurur:
-Onlar sırf hayvan gibi hattâ gidişçe daha sapkındırlar. (Furkan Suresi, 44. Ayet) demek olur.
Ey oğul! Hak Teâlâ hazretleri Âdem aleyhisselamı yarattığı vakit, Cebrail aleyhisselam aklı, imanı ve hayâyı Âdem aleyhisselamı getirdi. Ve etti:
-Ya Âdem, Hak Teâlâ hazretleri sana selam eder. Sana bu getirdiğim bu üç hediyenin birisini kabul etsin, dedi.
Ol vakit Âdem aleyhisselam aklı kabul eyledi. Pes Cebrail aleyhisselam imana ve hayâya varın siz gidin, dedi. Ol vakit iman etti:
-Hak Teâlâ hazretleri bana emretti. Akıl kimde ise ben de onda olam.
Ve hayâ dahi etti:
-Hak Teâlâ hazretleri bana dahi ferman etti. İman kimde de ise ben de orda olam.
Pes ol zaman üçü dahi kaldı. Şimdi Hak Teâlâ hazretleri kime ki akıl vere imanı ve hayâyı dahi beraber vere. Kime ki akıl vermeye ne iman ve ne hayâ vere.”
Rabbim sizi daima var etsin kıymetli hocam. Ben o eseri birkaç kez okudum gerçekten de çok kıymetli bir eser
Rabbim sizi daima var etsin kıymetli hocam. Ben o eseri birkaç kez okudum gerçekten de çok kıymetli bir eser