Eski Erzurum veya Bir Zamanlar Erzurum - (6)

ULU CAMİDEN HÜKÜMET KONAĞINA

 

Caddeyi tekrar başa dönelim ve karşı taraftan Havuz başına doğru yürüyelim.

 

Cimcime Kümbeti'nin karşısında Aktaş Palas oteli ve yanında ‘’Gömlekçi Hatem Usta’’ vardı. Hoş sohbet bir adamdı. Zamanın ülkücü diye bilinen gençleri, üniversite öğrencileri, asistanlar orada toplanır, sohbetler edilirdi. Gömlekçi Hatem aynı zamanda iyi bir ciritçiydi. Uzun müddet Erzurum’da cirit ve cirit sporuna çok önemli katkıları oldu.

 

Az ileride Dr. Tayip Cinisli’ye ait iki katlı bir evi vardır. Atatürk, Erzurum’a geldiğinde ilk önce bu evde 5-6 gün kalmış, sonra o bildiğimiz Atatürk Evi'ne geçmiş.

 

Murat Küçükuğurlu, ''Türk Siyasi Tarihinde Erzurum'' isimli kitabının 580.ci sayfasında bu ev için şöyle diyor:

 

'' Mustafa Kemal Paşa Erzurum’a geldiğinde, ordudaki görevinden ayrıldığı tarihe kadar Cumhuriyet Caddesi'ndeki Çifte Minareli Medrese'nin 150 metre kadar batısında Cinslilere ait olan ve 15.ci kolordu tarafından kiralanmış olan binadaki 'Müfettişlik Karargâhı'nda çalışmıştı. Kendisinin yatıp kalktığı ve arkadaşlarıyla özel görüşmeler yaptığı ev ise bu karargâhın hemen yakınında bulunan ‘’Gözübüyük’’lere ait bir evdi. Cumhuriyet Caddesi'nin bu kısmı 1930 larda açılmış ve bu ev ortaya çıkmıştı.''


Murat Ertaş ise  ''Kendi Kentimi Yazdım''. isimli kitabı sayfa 128-129'da şöyle diyor:

 

''Erzurum’da cumhuriyet caddesinde bir bina var. Cimcime Hatun Kümbeti'nin tam karşısında.  Zamanında Cinislilerin ve Gözübüyüklerin birbirine bitişik evi olan yer.

 

Eski Erzurum fotoğrafları grubunda paylaşılan bir fotoğraf 1924 ‘’Muallimin Sesi’’ gazetesinde yayımlanmıştı ve posta kartının üzerinde eski harflerle şu ifade vardı. ''Erzurum Anadolu Hükümeti'nin teşekkülü için ilk müzakereler bu binada yapılmış, hükümetin temeli burada kurulmuştur.''

 

Haberi,  ''Bir bina, bir inkılap, bir fotoğraf deyip geçmeyiniz’’ başlığıyla veren Muallimin Sesi Gazetesi, fotoğrafın altına şu notu düşmüştü. Bu fotoğraf 1919 da memleketin her tarafına posta kartı olarak dağıtılmıştır. Önümüzdeki 12 Martta da bu bina hatırlanacak, tıpkı insan gibi.

 

Bu bina o tarihlerde henüz ordudan istifa etmemiş ve 9.cu Ordu Müfettişi olan Mustafa Kemal Paşa'nın 3-7 Temmuz arasında Milli Mücadelenin ilk çalışmalarını sürdürdüğü binadır.

 

Bu bina o tarihlerde müstahdem mevki binası ve müfettişlik ordugâhı olarak kullanılmıştı. Ordudan istifa edene kadar arkadaşlarıyla bu evde toplantılar yapmış, kurtuluş savaşının yol haritasını belirlemiştir.

 

Evet, bu bir bina değildir, bir şuurdur, milli ruhtur ve inkılaptır. Binayı sadece dört pencere, kapı, paslanmış bir çatı, bahçesine dükkân yapılmış bir ihtiyar olarak görürsek yanılırız.

 

Türk tarihinin en acı ve kritik yıllarına şahit olmuş bir binanın yaşatılması tüm Erzurumluları bahtiyar edecektir.''


İsmail Habip Sevük, ''Yurttan Yazılar'' ’isimli eserinde Atatürk’ün kaldığı bu ev için şöyle diyor:

 

Sonradan açılan Cumhuriyet Caddesi'nde yola çıkıntı yaparak kalmış eski bir Selçuklu kümbeti var. Mahrutlu (Konik) çıplak başı üstünde 9 asırdır dinleniyor. Tarihten yoğrulma bir topaç gibi duran bu hatırayı, az kalsın yolun hendesesi uğruna kurban edeceklermiş. O kümbet’in (Cimcime kümbeti) karşısında iki katlı bir ev görülmektedir.

 

Kocaman nehirlerin küçük membalarından doğuşu gibi büyük dava o evden çıktı.

 

1919 Temmuzunun 8.ci gecesi o evde oturan büyük başın, yakasından paşalığı, üzerinden ordu müfettişliğini, sırtından üniformasını atarak ''Ferdi Milletim'' dediği gece.

 

O evin karşısında ki kümbet Selçuklular dediğimiz ikinci Türk birliğinin taş kesilmiş bir şehadeti gibi duruyor.

Onun karşısındaki ev bir kaynak gibi dördüncü birliği doğurdu.

Dokuz asrın iki kıyısında karşılıklı konuşan iki yapı

İkisi Anadolu Türklüğünün dört büyük birliğiyle üç büyük bölünüşten yapılma, yedi levhalı engin destanını konuşuyor.

Ev kümbette Türkün ezelini ve Kümbet evde Türkün Ebedini selamlayarak duruyor.

İşte bu ev. Fotoğrafta görüldüğü gibi kümbetin tam karşısında. Önünde çiğ köfteci dükkânı var.

Kazım Karabekir Paşa'nın, ''Ben ve kolordum emrinizdeyiz paşam’’ dediği ev acaba bu ev mi?

 

Dr. Tayip Cinisli’nin bu evinin yanında Hakkı Mutlu, Dişçi Cevat Kıvanç ve Fuat Seval’in fotoğrafçı dükkânı vardı. Fuat Seval de Salasor köyündendi. Erzurum’un geçmişini günümüze taşıyan büyük bir fotoğrafçıydı.1930-1970 yılları arasındaki Erzurum’un görsel tarihini yeni nesillere taşımış, sürekli fötr şapkasıyla gezen sevilen şahsiyetlerden biriydi.

 

 

Üçler kebap salonunun yeri Hamamdı. Çağlayan Hamamı... Hamamdan sonra orası avukat Dündar Özden’in işlettiği bir matbaa oldu. Bütün buraların sahibi avukat Dündar Özden’di. (Devam edecek...)

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.