EBU İSHAK TÜRBESİNDEN KORUCU İŞ MERKEZİNE
Bu yolu burada bırakıp Ebu İshak Türbesi tarafına geçelim. Ulu caminin tam karşısında simitçi Mustafa Efendi'nin simit fırını vardı. Hanımlar evlerinde yaptıkları kete, pasta çörekleri büyük büyük tepsilere sinilere koyarak buraya gönderir bu simit fırınında pişirtirlerdi.
Az ilerisinde Asri otel ve hamamı, yanında Mehmet Tavlaşoğlu’nun Bezzaz dükkânı, yanında Okur Pazarı ve Matbaası, Avni Bey'in eczanesi, üst katında göz doktoru Zeki Sevimli'nin yazıhanesi ve az ileride Arı Sineması... Sinemanın altı büyük bir kapalı çarşıydı. Sağda solda dükkânlar vardı. Mesela Ahmet Şahin'in Bezzaz dükkânı vardı. O dükkânın köşesinde Mahiyettin Aksak tablada çorap, çamaşır satardı. Onun yanında berber Fikret Sancı, Şekerci Osman’ın babası Mehmet Efendi'nin Attariye dükkânı, İbo Giyim, Gençler Mağazası, Saatçi Naim’in oğlu Nevzat Buzlan'ın saat tamir büfesi, mobilyacı Galip Usta'nın Ankara mobilya mağazası.
Hayati Kerget yazıyor: ''Evet. Ulu Camii'nin karşısında sıralanan binalar... Köşede Yeni Eczane, yanında Suhulet Terzihanesi (sonradan Emek giyim mağazası oldu) ve aşina olduğumuz Okur Pazarı. Onun yanında Asri Hamam'ın ve Asri Otel'in girişleri, biraz altta pastırmacı ve yanında İslam Kitabevi.
Anılarımızın merkezine Asri Otel'in girişindeki uzunca bir merdivenle çıkardık. İklşer,üçer basamak atlayıp koşarcasına... İkinci katta, sol tarafta,40-50 metrekarelik bir salondu burası. Pencereleri caddeye, Ulu Camii'ne bakardı.Salonun arka kısmında otele ve hamama hizmet veren, aynı zamanda salonda oturanların da yararlandığı bir çay ocağı vardı.
Bina, Hacı Kasım Efendi'nindi.Otelin ve hamamın da işleticisiydi.Sonra oğlu Sait Bey tarafından işletildi.
Otelde genellikle çevre il ve ilçelerden göz doktoru Zeki Sevimli'ye gelen hasta ve yakınları kalırdı. Zeki Sevimli'nin muayenehanesi,köşede Yeni Eczane'nin yanındaki ara sokaktaydı.
Sabahleyin okula giderken, gözü pamuklu, başlarından sargılı kadın ve erkeklerin doktoru beklediklerine her zaman şahit olurduk. Bu ara sokak, Arı Sineması'nın da giriş kapısının bulunduğu sokaktı. Bu yüzden daima hareketli ve kalabalıktı.
Asri Otel'in salonu,1960'lı yıllarda Kominizimle Mücadele Derneği olarak hizmet verdi.
Ortaokulda okuyordum o zaman. Burası çoğunlukla üniversite öğrencilerinin mekanıydı. Saçları briyantinli, dubleks bıyıklı, sinekkaydı traşlı, gravatlı, ütülü pantolonlu, boyalı ayakkabılı abilerin buraya girdiklerini görürdüm.
1963-1964 yıllarıydı.Ortaokulda matematik ve İngilizce derslerinden zayıftım. Rahmetli babama tavsiye etmişler. Burada bir üniversiteli abiden
matematik kursu aldım. Faceboook-13 Kasım 2015''
Biraz ileride Cimcime Kümbeti'nin batı yanında eski bir ev, Bahattin Barakalı'nın konfeksiyon mağazası, Terzi İhsan Hattatoğlu'nun şapka ve askeri malzeme satılan terzihanesi. Sonradan buraları Şato Mobilya satın aldı. Şato'nun karşısında eski bir ev vardı oraya Turan Pastahanesi taşındı. Yanında da bir göz doktoru otururdu. Orayı önce Sümerbank, sonra fotoğrafçı Sarı Celal (Celal Şengez) satın aldı.
İleride Caferiye Camisi'ne gitmeden Sağsözler'in iki katlı bir binaları vardı. Bir dönem Caferiye Camisi'nin önündeki caddeyi biraz aşağı indirelim demişler, bir hamam kubbesi ortaya çıkmış. Hemen üstünü kapatmışlar, yol şu andaki seviyesinde kalmış. (Not: Bir yerde okumuştum. Caferiye Camisi'ne 11 basamakla çıkılır diye. Şimdi nerdeyse 11 basamak aşağıda kalmış)
KORUKCU İŞ MERKEZİ
Gelelim Korukcu İş Merkezi'ne... Burada Münip Korukçu’nun iki katlı tarihi bir evi vardı. Evin caddeye bakan çok büyük ve çift kanatlı bir kapısı vardı. Münip Bey, faytonuyla gelince bu kapı açılır ve faytonuyla içeri girerdi. İçeride bu eyvanlı evin çok güzel bir bahçesi ve Münip Bey'in ahırları vardı. Bahçede kendi mülkleri olan iki lüleli bir çeşme bulunurdu. Bir gün atların konulduğu bölümde yangın çıktı. Yük taşımak için Rusya’dan özel olarak getirilen Kadana atlarının birçoğu yanarak veya zehirlenerek öldü.
Birde Korukçu sülalesi Sarılık hastalığının ocağıydı. Sarılık olanlara toz halinde ilaç vererek iyileşmelerini sağlarlardı. O toz halindeki ilaç Münip Bey'in oğlu Mehmet İsmail Bey'de halen devam etmektedir.
Vakıflara ait Kuyumcular Çarşısı dediğimiz bu binanın yerinde eskiden iki adet hamam vardı. Biri bayanlara biri erkeklere idi. Hamamlar yıkılarak iş hanı yapıldı. Bu iş hanın en altında bir zamanlar Güneş Sineması vardı.
Korukculara ait bu binanın Cumhuriyet Caddesi'ne bakan cephesinde şu iş yerleri vardı:
Terzi Hüsamettin Gececi
Ayakkabıcı Feyzi Kiziroğlu
Tüccar Terzi meşhur Mevlut Gürbüz
Terzi (Aktar) Kemal Bağlar (Fayton malzemesi satardı)
Terzi Konyalı Aziz (Hanımı sonradan Gümrük hamamını çalıştırdı)
Bakkal Osman Çakmak
Terzi Zeki Usta (Gâvur Ali derlerdi. Ali Bey Zeki ustayla çalışırdı)
Ekrem ve Mustafa Usta'nın Pastahanesi.
Dondurma yapmak için dağ köylerinden Eşeklerle kar getirilirdi. Biz çocuklar meraklı gözlerle hem karın getirilişini hem de Dondurmanın yapılışını merakla izlerdik. Devam edecek...