Erzurumlular 9 Kasım sabahında; rumî takvimle "93 Osmanlı-Rus Savaşı" olarak adlandırılan ve tarihimizde Osmanlının en büyük felâketi sayılan 93 Harbi'nin 142. yıldönümünde, sabâh ezânının okunması ile resmi-sivil- genç-yaşlı yoğun bir katılımla şehitlerimizin hatıralarını ve ruhunu şâd ederek Aziziye Tabyaları'na yürüdü. Başta genç bir gelin Nenehatun olmak üzere; Topal Gülizâr'ın, Nâme Kadın'ın ve Yaşar Emmilerin şahıslarında simgeleşen kadını ve erkeği ile Aziziye'de yaratılan bu benzersiz destanın kahramanlarını ve aziz şehitlerimizin hâtıralarını hürmetle bir kez daha yâd ederken; kendilerini bu günde rahmet ve minnetle anıyorum...
Tarihçi ve bir edebiyatçı İsmail Habil Sevük; 93 Harbi'ni de konu ettiği ve bizzat ziyaret ederek görüşme şans ve fırsatını elde ettiği Nenehatun, Nâme Kadın ve Yaşar Emmi gibi kahramanların yer aldıği "Yurttan Yazılar" isimli eserinde, Erzurum için tarihî önemde şu tespit ve değerlendirmelerde bulunuyor: "Erzurumlular, o istihkâm ve tabyaları bir Kâbe inşa eder gibi yaptılar. Şark tarafında ne vakit bir harp başlarsa; devlet hemen bağırırdı. Aman kahraman Erzurum ! Amana zamana lüzüm yok; madem ki Erzurumlu kahramandır, balını yapan arı gibi o da kahramanlığını yapacak. Kahraman her harpte yapacağını yaptı ve devlet harp bitince kahramanı unuttu. Kan akıtma Erzurum en önde, imar etmek Erzurum çok uzakta..." Ve devamla:
"Transit bitti, hayat durgulandı. Devlet meşgül, devâ müşkil, Erzurum uzak... Artık beldenin gündüzü ıssız, gecesi elektriksiz ve şimdiki Erzurum acı bir hakikat... İsmet Paşa Doğu gezisinde gördük ki bu metruke içinde insanlar yaşıyorsa "su" ve "hava" sayesindedir. Vatana olan borcun hiçbir vakit sonu olmaz; fakat borcundan ziyâde Erzurum vatandan alacaklıdır"
Artık suyundan ve havasından da eser kalmayan şehrin sakini Erzurumlu hemşehrilerimi, bu tarihî günde sevgi ve saygı ile selâmlıyorum.