Hz Ali’nin “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum” ifadesiyle evrende ilmin sonsuz olduğunu, ilmi öğrenmelerinde eğitimden başka güzel bir yol olmadığını vurgulayarak eğitim verenin öğretmen olduğunu tarif eder… Bu ifade ile ilim ışığında kişiyi yetiştirmek ona bilgi ve beceri edinmesini sağlamak, kişiliklerini geliştirmek yönünde; astronomi, kimya, fizik, matematik, geometri, biyoloji, tıp, sosyoloji, psikoloji, antropoloji gibi teknik bilgilerin teoriden pratiğe dönüşmesini öğrencilerine öğreten meslek sahibi elleri öpülesi öğretmenlerdir…
Türkiye Cumhuriyetin banisi, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, 1 Kasım 1928 tarihinde TBMM'de kabul edilen harf devrimi sonrası yeni alfabeyi elinde tebeşirle tahtaya yazarak, eğitim ve öğretime verdiği ehemmiyetin günü olan 24 Kasım 1928 gününü , Milli eğitim bakanı Hasan Sağlam baz alarak 1981 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e Millet Mektepleri Başöğretmenliği ünvanının verildiğini ilan etmiş ve o tarihten itibaren 24 Kasım’ın yurt genelinde öğretmenler günü olarak kutlanılmasına başlanılmıştır…
Sarp dağlarda rastlanılan ürpertici kayalar, taş ustasının elinde eski görüntülerinden eser kalmayacak şekilde nakış nakış işlenerek bir eser olarak görüldüğü gibi devasa ormanlardan getirilen kaba gövdeli koca ağaçlar da göz alıcı biçimde yine mobilya ustalarının ellerinde nakış nakış işlenerek bir eser olarak görülür… bu iki eserin görünümü somuttur… Birde somut olmayan, gözle görülmeyen, elle tutulmayan öğrencilerin ruhlarını ilim ışığıyla işleyen bir diğer ustalarda elleri öpülesi öğretmenlerimiz olduğu unutulmamalıdır…
Ülkemizde öğretmenlerimizin verdikleri eğitimle öğrencilerinin makam ve mevki sahibi olmalarını, ülkemizin kalkınmasına katkı sağlamalarını, mutlu,müreffeh bir yapı halinde Vatan aşkıyla yoğurulmalarını, hür ve bağımsızlığımızın sembolu ay yıldızlı al bayrağımızın gölgesinde yaşama sevincini yüreklere taçlandıran, küçüklerine sevgiyi, büyüklerine saygıyı öğreten yine elleri öpülesi öğretmenlerimiz olduğu unutulmamalıdır…
Türk Milleti’ni mezhepsel ve etniksel olarak ayrıştırmak isteyen, birlik ve beraberliğimizi bozmak için seferber olan iç ve dış düşmanlara fırsat verilmemesini sağlayan sağlam karakterli yine elleri öpülesi öğretmenlerimiz olduğuda göz ardı edilmemelidir…
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ; 25.08.1924 günü Öğretmenler Birliği Kongresinde “Muallimler (öğretmenler) ! Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğiticileri, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin maharetiniz ve fedakârlığınız derecesiyle mütenasip bulunacaktır… “Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister… sizler bu nesilleri yetiştireceksiniz…nesilleri yetiştiren muallimlere hürmet gösterilen ülkelerde insanlar mesut ve faziletlidir…Muallimin zelil olduğu,mesleğin hor görüldüğü milletler düşmüştür, alçalmıştır ve şüphe yok ki bedbahttır.” dediği veciz sözleri eşliğinde eğitim mesaisi içerisinde öğretmenin kafasında maddi hiçbir sorunu olmaması için onlara emeği karşılığı verilen maaşı, ders ücretleri günün şartlarına göre iyileştirilmesi ve can güvenliklerinin sağlanması en öncelikli konular almalıdır…
Bu vesileyle ürünü insan olan ve başlı başına bir amaç olmaktan öte Türk Miletinin tarihi serüvenini anlamlı kılan ölümsüz kutsal mesleklerini ifa eden öğretmenlerimizden ahirete göç edenlerini, kahpeler tarafından şehit düşenlerini rahmetle, minnetle anıyor, aziz hatıralarını saygıyla yad ediyor, emekli olanlarla, görevleri devam eden öğretmenlerimizin bu özel günlerini saygıyla kutluyorum.