Deli Dumrul bir mitoloji kahramanıdır.
Dede Korkut hikâyelerinde yer almış, anlatıları günümüze kadar gelmiştir.
Güngör Dilmen bunu tiyatro oyunu haline de getirmişti.
Sonraları filmi de çevrildi sanırım.
Son zamanlarda ülkemizde Deli Dumrul uygulamalarını hatırlatan işler oluyor.
Bunlardan birisi, Dr. Arkadaşım Zakir Araz’ın çocuklarının başına gelmiş.
Dr. Zakir Araz, Erzurum Atatürk Üniversitesinin yetiştirdiği başarılı uzmanlardan birisidir.
Kulak Burun Boğaz alanında otorite sayılır.
Halen İstanbul’da bir özel hastanede hastalarına hizmet veriyor.
Pırlanta gibi iki de çocuğu var. Biri kız, biri oğlan.
İkisi de yetişkin.
İkisinin de arabası var.
Tesadüf bu ya; ikisine de hak etmedikleri cezalar kesilmiş.
Kızının 34 LH 6949 plakalı aracı var.
Bu araca İzmir’den trafik cezası gelmiş.
Oysa o araç İzmir’e hiç gitmemiş.
Plaka 25 olsa, İzmir 35, belki yanlışlıkla yazılmıştır diyeceğiz ama, hayır, 34.
İtiraz etmişler.
Ancak, karşıdan gelen cevap daha ilginç:
“Gitmediğinizi siz ispat edeceksiniz.”
Oğlunun arabası ise garajdan hiç çıkmamış.
Plaka 34 SN 560.
Bu araca da Basın Ekspres yolunda hatalı parktan ceza kesilmiş.
Aile şaşkın.
İlgili mercilere yaptıkları itirazlara aynı cevap:
“Siz ispat edin.”
Oğlu Kadiköy’de oturuyor.
“Karşıya geçmem için köprüden geçmem gerekiyor. İsterseniz kayıtlara bakın.” demişse de
“Bakmayız, siz ispat edin geçmediğinizi.”
Tam Deli Dumrul’luk bir olay.
Hazineye bu yolla kaynak mı sağlanıyor?
Hani, “tam takır, kuru bakır” misali durumda olduğumuz yazılıyor, çiziliyor da.
Aklımıza böyle şüphe düştü.
İlgililer bu işe ne derler?