Cumhuriyet Halk Partisi Erzurum İl Başkanı Bülent Oğuz, açıklama yaparak çiftçilerin sorunlarını dile getirdi.
Erzurum Post-Şehirde işin ve geçimin olmadığını bu yüzden insanların köylere geldiğini söyleyen CHP Erzurum İl Başkanı Bülent Oğuz, ”Şehirde iş güç yok geçim yok. Köylere geliyorlar, köylerde çalışıyor, emek ediyorlar, para kazanamıyorlar, geçinemiyorlar. Yani bu köylerden insanlar keyfinden büyük şehirlere göç edip de kat kat betonların altına girmek istemiyor aslında. Biz Anadolu insanı toprağa yakın olmayı, toprakla uğraşmayı çok seviyoruz. Şimdi şehirleri düşündüğümüz zaman özellikle İstanbul, İzmir’i Ankara'yı düşündüğümüz zaman katlarca binalar var ve içinde binlerce insan yaşıyor. Bu insanların hiçbiri yaşadığı hayattan memnun değil. Bu insanların hiçbiri bu şekilde yaşamaya müstahak da değiller. Bunların sebebi şu, köylerde para kazanamadıkları için bu insanlar göç etmek zorunda kalıyorlar” diye konuştu.
“Tarım Arazileri Kullanılamıyor”
Vatandaşların hastalıktan dolayı köylerine geri geldiklerini söyleyen Oğuz, ”Bugün hastalıktan dolayı geri geliyorlar ama inanın ki köyde durmaya mecalleri yok, para kazanamıyorlar. Oradaki birikimleriyle burada idare etmeye çalışıyorlar. Yani hastalıktan korunmak için bir nevi kendilerini kamufle etmeye çalışıyorlar. Ama çiftçi, eskiden iki tane ineği olan, iki tane keçisi olan, bir on dönüm tarlası olan insanlar üç dört kişi o insanlar onunda geçinebiliyorlardı. Şimdi elli tane ineği olan insan bile geçinemiyor. Yani köye gelmek çözüm değil, köylere yerleşmek çözüm değil. Emekli olanlar yazlık gibi, kamp alanı gibi köyleri kullanmaya çalışıyorlar, o da bir taraftan iyi. En azından yazları da olsa köylerimiz boşalmamış oluyor ama bizim tarım arazilerimiz boşalıyor. Tarım arazileri kullanılamıyor. Buğdayı gidip Rusya’dan, eti Avusturya’dan, peyniri Venezuela dan getirmeye çalışan bu hükümet bütün ülkeyi batırdı. Bütün ülke dar boğazda” ifadelerini kullandı.
“Devlet çiftçilerin üzerinde baskı uyguluyor”
Ülkenin en büyük sorunu devletin kurmuş olduğu baskılar olduğunu belirten Oğuz sözlerine devam etti, ”Bizim en büyük sorunumuz devletin bizim üzerimizde kullandığı baskılar. Nedir bu verici baskılar? Örneğin diyorlar ki çiftçiler vergi ödemiyor. Çiftçiler her şeyden muaf gibi laflar üretiyorlar. Şimdi mazotun litre fiyatı Türkiye’ye gelişi zannediyorum 2,80 veya 3 civarında, bizim alışımız 6,80 7 lira civarında. Yani yüzde yüze yakın hatta yüzde yüzü geçkin bir vergi ödüyoruz biz. Biz yatımıza veya motosikletimize veya lüks arabamıza binip tatile gitmiyoruz, biz tarla sürüyoruz. Ben yılda 10 ton 12 ton mazot kullanıyorum. Biçerdöverlere veya diğer makine ekipmanlara verdiğim paraları hesapladığım zaman ben 20- 30 ton mazot kullanmış oluyorum. Şimdi bunun KDV sini ÖTV sini düşündüğümüz zaman benim 2020 yılında 1,85 liraya mal ettiğim ürünü 1,70 e satmak zorunda kaldım. Devlet ve toprak mahsulleri ofisi yok arada. Bunu defalarca dile getiriyoruz fakat hükümet bunları görmek istemiyor. Tarım bakanı ‘Çiftçi çok çalışan az kazandandır, bu çiftçi aza da razı’ diyor.”
