Bu Diyanet, dine de topluma da zarar vermeye başladı.
Boğazına kadar siyasete batan bir kurum haline geldi.
Milli değerlere tamamen sırtını dönmüş vaziyette.
Hiçbir hutbede vaazda milli günlerimizden söz edilmez oldu.
Küçük yaşta evlilikleri teşvik eden fetvalarıyla insanlarımızı çıldırtıyor, o kadar.
Hangi dini temsil ettiği bile sorgulanır oldu.
Yüce dinimiz İslâm’ı tanınmaz hale getirdikleri konusunda yaygın kanaat oluşuyor.
Cumhuriyet kurumu ama, Cumhuriyete uzak.
Rahmetli Atatürk kurdu ama, kurucusuna mesafeli.
Millet, Cumhuriyet Bayramı’nı kutlarken, onlarda en küçük bir heyecan yok.
Lutfedip minalere bayrak bile asmıyorlar.
Bu Diyanet yüzünden birçok gencimiz, insanımız deizmin yolunu tutmuş vaziyette. Ateizme ise bir adım kaldı.
Bütçesine baksan, birkaç bakanlığı yutan bir cesamette.
İmam maaşları öğretmen maaşının da, polis maaşının da üstünde.
Ne iş yaptıkları ise sorgulanıyor.
Din adamlarının itibarlarının böylesine dip yaptığı bir dönem hatırlamıyoruz.
Hele birisi var ki, “âlim” diye cüppelerini ilikledikleri bu adam hırsızlığa bile fetva çıkardı.
Tam bir yalaka olup çıktı.
Kurumun kapatılması yolunda kampanyalar açıldı sosyal medyada.
Bir kurum asli fonksiyonlarını yerine getiremiyor, üstelik temsil ettiği yüce dine zarar veriyorsa elbette kapatılmasa bile ıslah edilmeli.
Islahı mümkün mü?
Kökleşmiş bir zihniyet kolay kolay ıslah edilemez.
Elbette bir dini kuruma ihtiyaç var.
Peki, bu kurum Diyanet olabilir mi, işte orası tartışılıyor.
Önerimiz;
Diyanet kadrolarının, müezzininden müftüsüne, başkanına kadar sözleşmeli statüye alınması.
Başta müftüler olmak üzere, imam, vaiz ve müezzinlerin yeni baştan eğitime alınarak Kur’an’ın ne dediğini anlayacak ve anlatacak seviyeye getirilmeleri.
Başkan ve müftülerin, ilahiyat fakültesi mensuplarını de içine alan seçiciler marifetiyle seçimle belirlenmesi.
İşe başlarken, sözleşmelerinde asli görevlerini hatırlatan hükümler sıralanıp imzalatılmalı.
Aksi davrananların görevlerine derhal son verilmeli.
Bakın bakalım, devlet kesesinden siyaset yapmaya, parti yalakalığı, Atatürk düşmanlığı yapmaya cesaretleri kalır mı?
Bu Diyanetle din hizmeti olmuyor, tamam.
Kim ıslah edecek, kim yola getirecek?
Bu arada, sayıları az da olsa aralarında ve geçmişte mukaddes dinimize en iyi şekilde hizmetleri olmuş başkan ve görevlileri ayrı tuttuğumuzu belirtelim.
Bu Diyanet’i gerçek din kurumu haline getirecek hamleleri kimden bekleyelim?
Bu iktidarla olmayacağına göre, gelecek iktidarla.
Onun da vakti yaklaşıyor.