''Berlin'de Hâkimler Yok''

Talat Paşa 15 Mart 1921'de, Berlin'de, Nemesis Operasyonu çerçevesinde, Soghomon Tehliryan tarafından öldürüldü...


İttihat ve Terakki Cemiyeti kurucularından ve Osmanlı Sadrazamlarından Talat Paşa'yı hepimiz tanıyoruz... Ben sizlere sadece kendi hatıratından ve Ermeni kaynaklarından istifade ile Soghomon Tehliryan'ı tanıtmaya çalışacağım... Birazcık uzarsa kusura bakmayınız lütfen... söyleyeceğim şey açısından mühim...
Tehliryan 1896'da Pekeriç-Erzincan'da doğdu... henüz çocukken babası Haçadur, bugünkü Sırbistan taraflarına gidip kahve ticaretiyle uğraşmaya başladı ve reisinden mahrum aile Erzincan'a taşındı...
Taşnakcı bir ıklimde büyüyen Soghomon 17 yaşında Sırbistan'daki babasının yanına gider... 1914 yazının sonlarına doğru, Osmanlı ile savaşın eşiğinde olan Rus kuvvetlerine katılmak için gönüllülerle birlikte Sofya'da ve 18 yaşındadır...


Aynı yılın Ekim ayında, Tiflis'te resmen asker olur ve gönüllü Ermeni taburlarından birinin sıhhiye bölüğünde göreve başlar...


1916 yılında, işgal kuvvetlerinin bir mensubu olarak Erzincan'daki evlerine gelir ve annesiyle kardeşini bulamaz... aynı maksatla Erzincan'a gelmiş ağabeyisi Misak'la burada karşılaşır ve birlikte müslüman olmuş komşularından birinin evine giderler...


Müslüman olmuş komşu diye bahsedilen kendi ailesi midir, bilmiyoruz... annesi ve kız kardeşi tehcir edilmiş midirler, onu da bilmiyoruz... kendisi de diğer kaynaklar da bu konuda sonuna kadar sessiz kalacak...
1918'de Ermeni kuvvetleri geri çekilirken sağ kolundan yaralanan Tehliryan, Kars ve Gümrü üzerinden Tiflis'e gelip hastahaneye yatar... tedaviden sonra bir süre daha kaldığı Tiflis'ten Mondros Mütarekesi neticesinde işgal edilmiş İstanbul'a gitmek için ayrılır... 15 Kasım 1918'de İstanbul'dadır...


İstanbul'da Jagadamard gazetesini çıkaran Ermeni Devrimci Federasyonu (EDF-Taşnaksutyun) mensupları ve Hınçak Partisi mensuplarıyla tanışır... onların tahrikleriyle, ''işbirlikçi'' olduğu söylenilen mahalle muhtarı Harutyun Mıgırdıçyan'ı, 1919 yılı Mart ayında bir gece, evinin penceresinden ateş ederek öldürür...
Armen Garo ve Şahan Natali'nin gayretleriyle EDF, 8 Temmuz 1920'de, iki yüz Osmanlı siyasetci, memur ve sivilin suikastlerle öldürülmesi için karar alır ve operasyona ‘’Nemesis’’ adı verilir... Listede 1 Numara Talat Paşa'dır... Listeyi altı yüze ve hatta bine kadar çıkaranlar da var tabii...


Ben konudan kopmayayım ve siz de not ediniz lütfen... Bir gün Armen Garo (Karekin Pastırmacıyan 1908-1912 yılları arasında Osmanlı Meclis-i Mebusan'ında Erzurum Mebusu) ve Şahan Natali'yi (Agop der Agopyan) tartışalım... Merak eden olur mu, bilmiyorum... Vaktiyle o aile tarafından işletilen Erzurum Hamamı'nın bizim çocukluğumuzdaki adı Pastırmacı Hamamı idi...


Dayanamadım... Bu cümle bu metne mutlaka girmeli... Cümleyi,  ‘Tuğgeneral Ziya Yergök'ün Anıları: Sarıkamış'tan Esarete’ isimli kitaptan naklediyorum: “Alay’ın atılgan, değerli subaylarından biri de Meşrutiyet döneminde İstanbul Harbiyesi’ni bitiren Asteğmen Erzurumlu Pastırmacıyan Vahan’dı. Bu subay Köprüköy muharebesinde bacağından yaralanmıştı. Aynı savaşta kardeşi Karekin (Armen Garo) Rus üniforması giymektedir...


1919 Kasım'ında Paris'e gitmiş ve ayakkabı tamircisi olarak iş bulmuş olan Tehliryan, 1920 sonbaharına doğru Taşnakcı Hayrenik gazetesi yazarı Hamo Paraghamyan'dan davet alır... New York'a ve oradan Boston'a gidecektir... Pasaport temini ve masraflar davet sahiplerinden tabii... Boston ziyaretinden itibaren ''Nemesis Operasyonu'' na dahil ve ''Hadug Marmin'' mensubudur... Hadug Marmin, özel birlik demek...
Tehliryan Paris'e döner ve orada kendisine İran Konsolosluğu'ndan alınmış, İran tebaasından olduğunu gösteren 18 Kasım 1920 tarihli yeni bir pasaport verilir...


O pasaportla Cenevre'ye, Drashag gazetesinin bürosuna gider... Büro aynı zamanda EDF'nin merkezidir... Merkez Tehliryan'a Almanya'ya kolayca girebilmesi için öğrenci vizesi temin eder...
2 Aralık günü Berlin'dedir ve Cenevredeki merkez Boston'a Simon Tavityan'ın (Tehliryan'ın kod adı) Berlin'e geçtiğini bildirir... gazete bürolarına (!) dikkat ediyorsunuz değil mi...
Suikastciler Berlin'de Cemal Azmi'yi bulurlar... Bahattin Şakir'i bulurlar... Doktor Nazım'ı bulurlar... Talat Paşa'yı bulamazlar... Bulduklarını öldürme tekliflerini Şahan Natali reddeder... Dünyanın ilgisini çekecek olan 1 Numara'dır... Talat Paşa...


18 Şubat'ta Scotland Yard müdürü Sir Basil Thomson İngilizlerin karanlık oryantalisti Aubrey Herbert'a Berlin'de Talat Paşa ile bir araya gelmesi talimatı verir... Paşa ve Herbert 26 Şubat 1921'de görüşürler...
Cenevre'deki Ermeni Devrimci Federasyonu (EDF) merkezi, Paşa, Herbert görüşmesinden sonra ve suikastten bir kaç gün önce, şifreli bir telgraf alır: Hardenbergstrasse 4 numaralı evdeki kişi aradığınız kişidir... göndereni mechul şifreli telgrafın tarihi manidar, deyip geçsem mi...


Suikastciler vakit kaybetmeden, Talat Paşa'nın Ali Saleh Bey adıyla kaldığı 4 numaralı evin karşısındaki 37 numaralı binayı kiralarlar... 5 Mart günü Tehliryan Hardenbergstrasse 37 numaradadır... Talat Paşa'nın kaldığı evin hemen karşısında...


Suikast tarihinden bir kaç gün önce Şahan Natali Tehliryan'a Lüger marka tabancayı teslim edip, tabancanın denendiğini ve işaret parmağının komutu için hazır olduğunu söyler... Natali, Tehliryan'dan cesedin başında durup tutuklanmayı beklemesini de ısrarla istemiştir...


Kendi hikâyesinde Sogromon Tehliryan, ilk teşebbüsünde avlu kapısı kilitli olduğu için çıkamadığını, kilidi kırdığında ise Paşa'nın uzaklaşmış olduğunu ve bu sebeple elinden kaçırdığını söyler... Ertesi sabah aradığı Şahan Natali eve gelir, ''kutsal görev'' için kadeh kaldırarak Tehliryan'ı motive eder ve dürbün, mektup, not defteri gibi delilleri götürür...


15 Mart günü suikasttan sonra Tehliryan, Şahan Natali'nin talimatına uyamaz ve panikle kaçmaya başlar...caddede bulunan kişilerce yakalanır, hırpalanır ve polise teslim edilir...

 


Masamda beş ayrı kitap açık ve muhtelif sayfalarında kırka yakın ayraç var... sıra bu paragrafa geldiğinde gülmekten başka bir şey yapamadım... ''Berlin 3. Bölge Adliyesi büyük avizeli Viktorya salonu'' nda görülen mahkeme, sahneleşi kendisinden de komik bir komedi...


Karakoldaki ifadesinde, Talat Paşayı kasıtla, bilerek ve öc almak için öldürdüğünü söyleyen Tehliryan sebep olarak da bazı akrabalarının öldürülmesini göstermiştir...


Mahkemedeki ifadesinde hâkim Lehmberg yardımcı olur (!): Tercüman aracılığıyla sorgulandınız değil mi?
Tehliryan anlamaz: Başım yaralı ve sargılı olduğu için böyle bir şey söylemiş olabilirim... 


Savunma avukatları Lehmberg'i anlarlar: Düşünmediklerini yazdırdıkları gerekçesiyle karakolda alınan ilk ifadeyi reddediyoruz...


Bildiği Almanca kelime sayısı bir düzineyi bulmayan Tehliryan'a, bırakınız kimlerin kalınacak yer, pasaport ve vize temin ettiğini silahı kimden aldığı bile sorulmaz... Mahkeme bütün yalanlarını kabul eder: Tehcir esnasında annesi, babası, ağabeyisi, kız kardeşi gözlerinin önünde öldürülmüş, kendisi yaralı olarak ağabeyisinin cesedi altında kaldığı için kurtulmuştur, annesinin hayali sürekli karşısına çıkıp Talat Paşa'yı öldürmesini istediği için, suikastı tek başına planlamış ve yapmıştır...


Biliyorum, inanması güç ama vallahi naklettiğim gibi...


Mahkemede devletiyle ve milletiyle Türkler yargılanır... İlgili yahut ilgisiz, ''soykırım'' iddiasını destekleyeceğinden emin olunan bütün tanıklar dikkatle dinlenir... Meşhur mareşalimiz, emrine ordular verdiğimiz Liman Von Sanders de Almanya'nın ve Osmanlı ordularındaki Alman subayların ''tehcir ve kıtal'' e nasıl karşı çıktıklarını anlatması için dinlenir... ve...


Türklerin yaptığı çok kötü şeylerden ve tehcir esnasında aldığı yaralardan dolayı psikolojik hasar gördüğü kabul edilerek, hâkim ve jüri tarafından Sogromon Tehliryan için beraat kararı verilir... Talat Paşa'nın eşi Hayriye Talat Bafralı'nın temyiz talebi reddedilecektir...


New York Times haberi şöyle görür: Öylesine çıkıp gitmesine izin verdiler...

...

Benim de birkaç sayfa arkadaşım paylaşmıştı... Malum hikâye... Hani hükümdar Frederick ile değirmenci arasında geçiyor ve ''Berlin'de Hâkimler Var'' diye bitiyor... yalan... en azından, 1921 yılında yalan... ''Berlin'de Hâkimler Yok''...

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.