Başka bir arıcılık mümkün mü?

İklim Değişikliği ve Arıcılık Çalıştayı 9 Ekim 2021 tarihinde İzmir Anakent Belediyesi Tarımsal Hizmetler Daire Başkanlığı’nın öncülüğünde Suat Taşer kültür merkezinde gerçekleştirildi. Sürdürülebilir Tarım için var olsun arılar! Sloganı ile başlayan çalıştaya çeşitli üniversitelerin farklı bilim dallarından uzmanlar, araştırıcılar ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katılım sağladı.

Yerel yönetimin temiz enerji kaynağı ile çalışan adeta kudretli bir lokomotif misali arıcılık sektörünü günümüz çıkmazlarından kurtarmak için gerçekleştirdiği çalıştaya, merkezi otorite yetkililerinin de davet edildikleri, maat teesüf farklı programları olması gerekçesi mazeretlerini bildirmek zorunda kaldıkları vurgulandı. 

Ege bölgesinde geçtiğimiz dönemde gerçekleşen orman yangını sonucunda, gezer arıcılarının kovanlarını kışlatmak için getirdikleri alanların yangın sebebi ile tahribata uğradığı ve bu arıcıların önümüzdeki dönemde arılarını kışlatmaları için alternatif yer tespiti ve kısa vadede yapılacaklar üzerinde çözüm önerileri üretilmeye çalışıldı.

Öğle arasında etli sebzeli pilav ve ayran ikramından önce çalıştaya katılım sağlayan İzmir Anakent Belediye Başkanı Tunç Soyer; İnsanın vücut sıcaklığı nasıl 2-3° C artığında hastalık belirtileri görülüyorsa, yerküre de aynı belirtiler görülmektedir. Gezegenimizin hasta olduğunu dolayısıyla bizim de hasa olduğumuzu ve tedaviye ihtiyacımız olduğunu belirtti.

Bitkilerin soğuklanma ihtiyacının yükselen sıcaklıklar sonucu karşılanamamasından kaynaklı polen kalitesinde düşüşler yaşandığı, soğuk bölgelere uyum sağlayan arılar ile sıcak bölgelerdeki arılar arasındaki farkın arı dil uzunluğu olduğu, soğuk bölgelerdeki nektarın, çiçeğin derininde konumlanması nedeniyle soğuk yörenin arısının dilinin uzun olduğu ve bölgelere göre arı çeşitlerinin farklılıklarının arının çalışma etkinliği açısından önemli olduğu akademisyenlerce vurgulandı.

1938 Yılında Tekirdağ’da gerçekleştirilen Türkiye’nin ilk arıcılık kongresi sonuçları ile günümüzde gelinen noktanın mukayesesinin yapıldığı sunu izleyiciler tarafından büyük ilgi ile izlendi ve kurucu iradenin ileri görüşlülüğü konusunda hemfikir olundu. 

İzmir Anakent belediyesi tarım dairesi emekçilerinin köylerde verdiği eğitim çalışmaları sonucunda; propolis üretimi konusunda, 6 kez tekrarlanmış eğitimlere rağmen arıcıların propolis üretimi için imkân ve zamanı olmasına rağmen üretime geçmekte mukavemet gösterdikleri, propolis pazarının olmadığından yakındıkları tespit edildi. Sektör temsilcilerinin propolis olduğu takdirde almaya hazır olduklarını ifade etmeleri ile arz talep dengesinin henüz sağlanamadığı kanaatine varıldı. 

Üretilen balın yarısının ihraç edildiği günlerde arıcının ancak para kazanabilir hale geleceği görüşünün ileri sürüldüğü toplantıda, yerelde arıcılık yapanların yaş ortalamasının 50 ve üzerinde olduğu, aile tipi işletme olmasına rağmen katılımcıların genelinin erkek olduğu, desteklenecek arıcı tercihi konusunda genç arıcılara destek ve teşvik sağlanması yerine, köyde bu iş ile ilgilenen, işinin başında olan deneyimli arıcıların desteklenerek, halen arıcılık faaliyetlerinde bulunan işi bilen arıcının işten vazgeçmemeleri şehre göç etmemeleri için gerekli girişimlerin yapılması gerektiği vurgulandı.

Çalıştay sonucunda öneriler arasında verili arıcılık sistemine geçiş yapılması gerektiği, kas gücü yerine elektronik sistemlere geçiş yapılabileceği, apiterapi ve eko turizm gibi hususlardan da gelir elde edilebileceği, yangın sonrasında sıcaklıkla uyarılan toprak altında bulunan rezerv tohumların çimlenmeye başladığını ve biyolojik çeşitlilik açısından konunun takip altına alınması gerekliliği, iklim fonlarından yararlanılarak araştırma projeleri geliştirilebileceği, Tarım Bakanlığında Bal Arısı Daire Başkanlığı kurulması ve koordinasyon ve planlama yapılması beklentileri dile getirildi.

Bir zamanların sevgi sözcüğüydü ‘Alaların alasi, Erzurum’un bali.’

Gel gör oku dinle ki İzmir’in çalıştayi ‘Başka bir tarım mümkün’ diye sonuçlandı.