Emperyalist ülkeler, bir başka ülkenin yer altı ve yer üstü zenginliklerini sömürebilmek, kendi devletlerinin menfaatleri doğrultusunda kullanabilmeleri için geliştirmiş oldukları strateji; 'Böl- Parçala -Yönet' taktiğidir.
Bizim ülkemiz içinde çok çeşitli planlar denediler. Sağ-sol, Alevi – Sünni, Türk – Kürt gibi Allah’a şükürler olsun ki, hangi oyunu denedilerse her kesimden akil insanlar bu oyunları bozarak, emperyalist ülkelerin heveslerini kursaklarında bıraktılar.
Yalnız bir oyunlarını bozamadık. Bu da; ayrışma –gruplaşma – ötekileştirme gibi bizim kültürümüze uygun olmayan bir hastalık bıraktılar.
İnancımıza göre ‘’Ayrılıkta azap, birlikte rahmet olduğudur ‘’
Dinde ayrıştık, siyasette ayrıştık, kültürde ayrıştık, dilde ayrıştık hatta inatlaştık.
Konuların detayına girmeyeceğim.
Benim asıl maksadım, yazımdaki amacım B.B. Erzurumspor’da ki ayrışmanın, parçalanmanın, gruplaşmanın tehlikeli bir şekilde çığ gibi büyüdüğüdür.
2020 -21 Futbol sezonu tamamlandığında -1 puan ile lige veda ettik. Hastalıklarla, sakatlıklarla, birçok olumsuzluğa rağmen, şehrimizi 'Süper Lig'de temsil eden kulübümüz lige veda etti.
Herkes suçlu aramaya başladı. Kimi yönetimi, kimi teknik kadroyu, kimi de futbolcuları suçladı. Herkes kendi platformlarından, kendilerince haklı oldukları sebepleri yazarak suçlu aramaya başladı.
‘O suçlu –Bu hatalı –Şu habahatli’ diyerek bir kaos ortamı oluştu.
Bu psikoloji, şehir içi ve şehir dışındaki tüm Erzurumluları içine çekmeye başladı. Hatta kimin daha iyi Erzurumlu olduğu sorgulanmaya başladı.
Kimyamız bozuldu. Ayrıştık, bütünleşemedik. Hâlbuki ligler daha tescil edilmedi.
Bir Umut var!
Birlikte hareket edebilirsek, geçen yıl küme düşen takımların ligde kalabilme adına sunmuş oldukları sebepler üzerine yoğunlaşabilsek, onların haklı görüldükleri sebepleri bizlerde kullanabilsek.
Denizli – Gençlerbirliği – Ankaragücü ile bir sinerji oluşturabilsek, Süper Lig neden 24 takımlı olmasın?
Neden kendi içimizde birlikte hareket edebilmeyi seçmiyoruz. Suçlu aramak için harcadığımız enerjiyi niçin bu yönde kullanmıyoruz?
Suçlu aramamız bize şu anda ne kazandıracak. Aksine maddi ve manevi kayıplar yaşayacağımız apaçıkken.
Biz ne yapıyoruz?
‘O suçlu – Bu suçlu –Şu suçlu…’ diyerek küme düşmeyi birilerinin üzerine yıkmaya ya da kabullendirmeye uğraşıyoruz.
Hukuken, kulüplerde yönetim kurulu seçimi, ileri bir tarihte yapılacağı ve mevcut yönetimin seçimlere kadar yönetmesi gerçeği varken, şu andaki yönetime daha iyi imkân ve destek vermek gerekirken, adamlara bir sürü hakaret vari ifadeler kullanmakta hiç yakışık almadı.
İl dışından ve il içerisinden başkan olmak isteyen hemşehrilerimiz var. Kulübü daha iyi yönetmek için aday olduklarını beyan ettiler. Gerek yazılı medyadan gerekse sosyal medyadan röportajlar yaptılar. Fikirlerini, projelerini, hedeflerini anlatmaya çalıştılar. Adaylar kendilerini, yapmak istediklerini anlatırken, taraftar yorumlarında korkunç ifadeler, hakaretler kullanılmaya başlandı. Üstüne üstlük bir de başkan adayları taraftarları oluşmaya başladı.
‘Ondan başkan olmaz – Bundan başkan olmaz – Benim adayım daha iyi…’ diye gruplaşmalar başladı.
Bölünmeler, parçalanmalar inanılır gibi değil. Herkes kendi başkan adayını yüceltip, diğer adayları itibarsızlaştırmak için olmadık yazılar yazmaya başladı.
Yazık, çok yazı!
Hâlbuki ki B.B. Erzurumspor şehrin bir markası. Yurt içi ve yurt dışındaki Erzurumluların ortak değeri, sevgisi, hasreti…
Erzurumlu olan herkes bu ortak değeri sevmeli ve korumalı. Kişilere olan kızgınlıklarını veya kırgınlıklarını bırakıp bu ortak değeri sahiplenip daha iyi yerlere getirmek için çaba sarf etmeli.
Eğer bölünürsek, gruplaşırsak, şucu veya bucu olursak elimizdeki bu değeri de kaybeder, hiç layık olmadığımız liglerde takımı görürüz…
Şu anda lig gelirleri, reklam gelirleri ve Belediye desteğinden başka geliri olmayan, taraftar desteğinden büyük güç alan kulübümüz, sosyal medya üzerindeki bu bölünmeleri yaşamaya devam ederse, taraftarlar arasındaki bölünmeler devam ederse, birbirlerine düşmanca tavırlar devam ederse B.B. Erzurumspor ortak değerimiz olmaktan çıkar, bireyselleşir.
Allah esirgesin yarın tribünlerde büyük kargaşalar ve kavgalar başlar. Bölünürüz, parçalanırız, bir değerimizi daha kaybederiz.
Aday olanlar veya olmayı düşünenler, şu andaki mevcut başkanla ortak aklı oluşturmalı, mevcut yönetimle birlikte hareket edebilmeli. Eğer bir katkıları olacaksa, eğer bu şehri ve bu şehrin insanlarını seviyorlarsa, eğer amaçları bu şehrin ismini yüceltmek ve bu takımı iyi seviyelere getirmekse, seçimlere kadar mevcut başkan ve yönetimle birlikte, hareket etmeleri bu şehrin özlediği tablodur.
Birlikte hareket etmeleri elzemdir. Çünkü taraftarlar bölündü.
‘Şu başkancı, bu başkancı…’ diyerek insanlar birbirlerine hakarete varan ifadeler kullanmaya başladı. Allah korusun yarın birbirlerine saldırabilirler.
Buna kimsenin hakkı yok!
Sizler Erzurum un yetiştirmiş oldukları kıymetli insanlarsınız. Zengin olabilirsiniz, yurt içi ve yurt dışı bağlantılarınız olabilir, futbol yöneticiliğinizde kaliteli olabilir ama kitle yönetimini, taraftar psikolojisini bilmiyorsanız bu şehre büyük bir kötülük yapmış olursunuz.
Gelin topluma, bu taraftara birlik ve beraberlik mesajlarınızı verin. Amacınızın ve gayenizin Erzurum ve Erzurumluya değer katmak olduğunu açıklayın.
Gelin bölünmeyelim, parçalanmayalım.
Sizler ve taraftarlar bu memleketin değerlerisiniz. Bizim için kıymetlisiniz. Hep öyle kalalım.
Ayrılıkta azap, birlik ve beraberlikte Rahmet (başarı) olduğunu unutmayalım!
Saygı ve sevgilerimle…
İşte dadaşın anlamı bu gerçek Erzurumlu bu helal olsun sana Erzurumlu dadaş Necdet seni yüreğinden öpüyorum saygılarımla sen ve senin gibiler Allah'a emanet olun
Necdet hocam kalemine sağlık hislerimize tercüman oldun teşekkür ederim paylaşma şansım olursa paylaşacağım müsaadenizle
Vallahi bu yazına bayıldım Kardeşim kimsenin aklına getirmediği bir kaç gerçeği yazmışsın daha ne denilebilirki tebrikler seviliyorsun iyi ki varsın