Şiddetin dünyada ve Türkiye’de yaşamın her alanında görülen olumsuz bir davranışken, zamanımızın büyük bir kısmını geçirdiğimiz iş yerinde ise psikolojik şiddet (Mobbing) biçiminde kendisini gösterdiğini anlatan Jale Özerzurumlu Alcan, “ Mobbingi, şiddet ve iş yeri içerisindeki anlık ve geçici uyuşmazlık yahut çatışmadan ayıran taraf ise; Hedefteki çalışanın çalışma arkadaşları, astları ya da yöneticileri tarafından sistematik ve sürekli olarak kötü ve incitici muameleye maruz kalmasıdır. Ancak bu örtük şiddet davranışları çalışan, ailesi ve mesai arkadaşlarına daha fazla hasar verici olduğu unutulmamalıdır” diye konuştu.
Mobbing mağdurlarında, psikolojik ve fiziksel sağlık problemleri meydana geldiğini dile getiren Alcan, “Kaygı düzeyinin yükselmesi en fazla gözlenen durumdur. Bununla birlikte bağışıklık sisteminde zayıflama, baş ağrıları, migren, sindirim sistemi problemleri, cilt rahatsızlıkları, uykuda diş sıkmaya bağlı çene ve diş ağrıları, kas ağrıları, bel ağrısı, halsizlik, keyifsizlik, çaresizlik hisleri, özgüvende düşüş gibi durumlar kendisini göstermeye başlar. Araştırmalar hem Türkiye’de hem dünyada kadın çalışanların erkeklere göre daha fazla mobbinge uğradığını gösteriyor” dedi.
Mobbingin, iş yeri sorununun ülkemizde daha çok kadınlar açısından bir tehdit oluşturmakla birlikte; bunu kadına yönelik psikolojik, fiziksel, cinsel bir şiddet ve baskılama yöntemi olarak değerlendirilebileceğini kaydeden Alcan açıklamasını şöyle sürdürdü; “İşyerinde mobbinge maruz kalan kadınların bir kısmı cinsel tacizle karşı karşıya kalmakta, buna yönelik kişisel önlem alamadıkları gibi, çoğunlukla bu durumu gizlemek ve kendi başlarına mücadele etmek durumunda kalmaktadırlar. Çünkü mobbinge ve özellikle cinsel saldırıya uğrayan kadınların bu durumu açıklamak ve paylaşmaktan şiddetle kaçındıkları bilinmektedir. Zaten toplumsal yaşamda ve işyerinde cinsiyet ayrımcılığına maruz kalan kadın, birde kolay yıldırılabilecek zayıf karakterli olarak görüldüğü için dışlanmayla ve baskıyla karşı karşıya kalmaktadırlar. Bu sebeple erkekler kendilerine mağdur olarak daha çok kadınları seçmektedirler. Kadınların fiziksel ve düşünsel olarak hassas olmaları veya cinsiyeti onları mobbingci için ilk hedef olarak görmesine sebep olmaktadır.
Ülkemizde mobbing kavramının ortaya çıkışının ve kavramsallaştırılmasının henüz yeni olması sebebiyle kadın çalışanlara ve dolayısıyla topluma ne derece zarar verdiği henüz anlaşılmamaktadır. 25 Kasım Dünya Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü’nde özellikle de kadın çalışanın verimliliği ve mutluluğu açısından, hiç yaşanmaması arzu edilen, yaşansa bile gerekli müdahalelerle derhal engellenmesi gereken bir olaydır.”