Her sene Mayıs ayında kutlanan ve baharın gelişini temsil eden Hıdırellez, Hızır ve İlyas'ın yeryüzünde buluştukları beraberlik günü olarak kabul edilmektedir…
Hızır ve Hıdırellez’in kökeni hakkında çeşitli fikirler ortaya atılmıştır…
Bunların bazıları Hıdırellezin Mezopotamya ile Anadolu kültürlerine ait olduğu; bazıları ise İslamiyet öncesi Orta Asya kültür ve inançlarına ait olduğu yönündedir...
Türkler arasında değişik izahlar çok yaygındır... Onun için meczup- divane görünen bazı dervişlerin cennetlik olduklarına dair bir Hızır inancı vardır…
Hızır ve evliyanın kim olduğu belli olmaz inancı işte bu yönden insanlar üzerinde etkindir...
Hızır'ın devamlı değişik kılıklara girerek gezdiği halk arasında belirtir,” Hatta “her gecenin kadrini bil, her gördüğünü Hızır bil” inancı Anadolu'nun her yerinde yaygındır…
Bir rivayete göre hükümdar ordusuyla “Eb-u hayat” ölümsüzlük suyu aramaya çıkmıştır…
Ordusunda İlyas ve Hızır isminde iki askeri vardır… deniz kenarında ordunun verdiği yemek molasında İlyas'la, Hızır kendileri için getirdikleri kurutulmuş balıkları kumanyasını sofraya koyarlar….
O ara denizin kabardığını ve deniz suyunun İlyas’la Hızır’ın sofraya getirdikleri kurutulmuş balıkların üzerine düştüğünde kurutulmuş balıkların o an canlanarak kendilerini denize attıkları rivayet edilir…
Bir başka rivayete ise deniz kenarı değil bir nehir kenarında öğle yemeği molası verildiği sırasında İlyas ile Hızırın sofraya getirdikleri kurutulmuş balıklarını sofraya koyduklarını gören nehirin birden taştığını, suyun taneciklerinin kurutulmuş balıkları ıslattığı ve ıslanan balıklar canlanarak kendilerini suya attıkları rivayetidir…
İşte bu nehir rivayetinde İlyas ve Hızır’a o ara bir melek gelmiş bu suyun ölümsüzlük suyu olduğunu ve içildiğinde kıyamete kadar ölümsüz olarak yaşayacakları müjdesini verdiği belirtilir….
Bu ve benzeri rivayetler inancına binaen “6 Mayıs “ Hıdrellez günü olarak kutlanır…
Hıdrellezin yaşandığı bu günde yağmurların yağacağı ve her yıl yağmurların sürekli devam edeceği belirtilir… Herhangi biri su isteyen birine soğuk bir göze suyu getirip ikram ettiğinde, ikram edene karşı; ya bu su değil sanki “Eb-u hayat” dediğinin peşine su gibi ömrün uzun, düğünün güzün olsun ifadedesi kullandıkları halk arasında gelenekseldir…
Hıdırellezde bazı geleneksel olan birçok ritüeller yapılır ve dualar eşliğinde istek dilekleri kişilere göre değişir…
6 Mayıs Hıdrellez akşamı genellikle hane halk evinin kapısına söğüt dalı asması veya gül ağacının dalına ev isteyen ev resmi, araba isteyen araba resmi çizdiği bir kağıt dileğini asması veya yazılı dileğini o gül ağacın dibine gömdüğü, bazende çizili dilek kağıdı yerine para gömme geleneğinin devam ettirenler bir hayli çoktur...
Sabah erken saatte gömdüğü parayı gidip çıkarıp cüzdanına koyduğunda haneye bereket getirir diye inananlarda vardır…sabah erken saatinde Hızır'ın rızık dağıttığı ve rızıktan nasiplenmek için evin dış kapılarını sonuna dek açmak…su kenarına küçük topraktan ev yapıp evin içine buğday koyarak o evin o yıl bereketinin artacağı düşüncesi…
41 çeşit ot toplayıp büyük bir su kabında kaynatıp hane halkının o su ile yıkanılmasından şifa bulacağı…kuru baklagilleri küçük bir torbaya koyarak ağaç dalına asılırsa o yılın bolluk içinde olacağı…gece yoğurda maya koymadan yoğurdu mayalayıp, sabah kalkınca yoğurt maya tutmuşsa, tutulan dileğin olacağını, yoğurt maya tutmamışsa yapılan dileğin olmayacağını…
Ergenlik dönemi kızların yaptıkları tuzlu keteleri “gılikın”yatmadan önce yiyerek yattıklarında rüyalarında hayal ettiklerini görsünler diye ve ketelerin yarısını evin bacalarına kuşlar gelip alarak uçtukları tarafa doğru yazılarının açılacağına…dair Hıdırellez dilekleri vardır…
Bunlardan herhangi birini yapılanlar peşine de şöyle bir dilek duası yaparlar
”Bin bir adım bin adım/
Allah bir adım adım/
Kerim kerem Allah/
Başımda bir duman var, yardım eyle ya Allah /
La ilaha illallah Muhammeden Resulullah/
Yetiş imdadıma Hızır ile Allah birsin sen kulla mişersin biz gibi kulların yardımcısı, sensin Hızır deryada erdim muradıma”…Amin…
Bazı hane halkı evlerinde besledikleri tavuk yumurtaları toplayıp, soğan kabuklarıyla suda pişirip çocuklara renkli yumurta olarak dağıtmaları ve çocukların da yumurta dövüştürerek zevk alırlardı…
6 Mayıs Hıdrellezin ilkokullar da tüm okul olarak genellikle kır havasında sınıf öğretmenleriyle beraber öğrencilerin kendi sınıf arkadaşlarıyla oluşturduğu gurupları halinde getirdikleri yiyecekleri “Henefelerini” gruplar hallinde oturdukları sergilerinin üzerine koyarak yiyip eylenmeleriyle Hıdırellezi kutladıkları…hep olurdu…
Hıdrellez 5 Mayıs akşamı başlar, 6 Mayıs günü ikindi ezanına kadar kutlanılır…
Taze sebze ve kuzu etinden yemekler yapıp konu komşu akraba ve hısımları akşama davet ederek ikram etmenin sevap olacağı ve davete icabet edenlerinde bu ikramlara karşı ”yemeni, çarşaf, havlu" gibi hediyeleri sunmaları…
Hıdırellez günü sonunda "Allahümme Rabbühü Ya Halkalhalas Muhammedin Resulullah Yetiş imdadıma Ya HIZIR YA İLYAS" duası ile senenin bereketli geçmesi dilenir…
Hıdrellez Miladı takvim olarak “Gregoryen takvimi” 6 Mayıs, Rumi takvim “Jülyen takvimi” 23 Nisan olarak belirtilmiştir…
UNESCO İnsanlığın Somut olmayan Kültürel Mirası Temsili Listesi'nde yer alan Hıdrellez kutlamaları Türk dünyasında kutlanan bayramlardan biri haline getirilmiştir
Hıdırellez bayramınız kutlu olsun…