1650'lerde Osmanlı'da hangi konular tartışılıyordu?

Uygarlıkların dünya görüşlerini ve zihniyetlerini öğrenmenin yolu hangi yüzyılı ya da yüzyılları öğrenmek istiyorsak o dönemde yazılan ve tartışılan felsefi, edebi, dini, ahlaki, ilmi, iktisadi, mimari, sanat ve siyaset gibi konulara bakmak sanırım bizlere doğru bilgi verir.  

 

1609’da İstanbul’da doğup 6 Ekim 1657 tarihinde çok genç diyeceğimiz 48 yaşında vefat eden Kâtip Çelebi 21 eser kaleme almıştır.  

 

Bu eserlerin en sonuncusu Mîzânü’l-Hak fî İhtiyâri’l-Ahak /En Doğruyu Seçme İşinde Hak Terazisi eseridir. Kâtip Çelebi bu eserinde kendi dönemlerinde tartışılan konuları ele almıştır.  

Neydi bu konular:  

1-Hızır Aleyhiselamın Hayatı Üzerine.  

2-Teganni yani musiki terbiyesi almadan insanı rahatsız eden musiki üzerine.  

3-Tasliye  "Sallâllahü Aleyhi Vesellem" diyerek dua etmek. Tarziye."Radıyallahü-anh" diyerek dua etmek üzerine.  

4-Raks ve devir hakkında. O devirde medrese ve tekke arasındaki tartışma konularından birisi de budur. Raks zahir ulemaya göre haram dediler. Sofiler safahat ve eğlence mahiyetindeki olan raksı değil, zikir ve tevhit için semayı doğru kabul ettiler.  

5-Tütünün helal ya da haram oluşu. 

6-Kahvenin helal ya da haram oluşu.  

7-Afyon şurubu ve afyon ve başka keyif verici maddelerin kullanılmasının helal ya da haram oluşu.  

8-Hz. Muhammedîn ana ve babası hakkında. 

9-Firavunun imamı üzerine.  

10-Şeyh Muhyiddin Arabi; Şeyhül Ekfer /En Büyük Kâfir mi, Şeyhül Ekber/En Büyük Şeyh mi olup olmadığı üzenine.  

11-Yezid’e lanet okuma üzerine. 

12-Bidat konusu. 

13-Kabirleri ziyaret etmenin caiz olup olmadığı üzerine.  

14-Regaip, Berat ve Kadir namazlarının üzerine.  

15-Musafaha, tokalaşmak ve kucaklaşmak üzerine. 

16-İnhinan/ el- etek öpmek ve devlet yöneticilerin önünde secdeye kapanma üzerine. 

17-Emir bi’l-ma‘rûf ve nehiy ani’l-münker/Aklın ve naklin beğendiği hayrı, iyilikleri buyurmak, sakınılması gereken çirkinliklerden uzak tutmak ve vazgeçirmek üzerine. 

18-Millet konusu.  

19-Rüşvet üzerine. Çok iş vardır ki, şeriata uydurmak, hile-i şeriyye yapmak kabildir, lakin altında nice fesat bulunduğu için akla uygun görülemez.  

20-Ebussud Efendi ve Birgili Mehmet Efendi Merhum hakkında. 

21-Sivasi Efendi ve Kadızade konusu. 

Kâtip Çelebi bu konuları eserinde tartışıyor ve açıklamalar yapıyor. Çoğu defa bu konuların gündeme getirilip tartışılmasına itirazı ediyor. Çünkü bu konuların tartışılmasının halkın derdine derman olmadığı gibi daha da huzursuzluğuna neden olduğunu belirtiyor.  

 

Osmanlı Devlet’i niye yıkıldı, niye geri kaldı, niye girdiği savaşlarda darma dağın oldu?  Sorularına cevapları buralarda aramak gerekir. 

 

O tarihlerde Avrupa ile aramızdaki uygarlık açısından çok geri değildik. Ancak Avrupa’nın yükselişi ve aramızdaki makasın açılmasını sağlayan ilmi gelişmeler bu dönemde başladı. Bugün bu makası bırak kapatmayı daha da makasın açıldığını söyleyebiliriz.   

 

Not: Kâtip Çelebi 1626-1627 tarihinde devlete başkaldıran Abaza Mehmet Paşa’yı yakalamak için veziriazam Halil Paşa’nın Erzurum’u kuşatmasına katılır. Bu kuşatma 70 gün sürmüş, kış bastırdığı için netice alınmadan Tokat’a oradan da İstanbul’a 1628-1629 yılında geri dönülmüştür. 

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.