10 Kasım’lar

Bundan 10 yıl önce

2012’nin Kasım’ında Erzurum’da bir gençlik yapılanmasında tartışılan konu ‘10 Kasım’da Atatürk’ün ruhuna 10 Kasım’da yasin okutalım mı? Okutmayalım mı?’ üzerineydi.  Okutalım diyenler durumun halk ile etkili bir iletişim yolu olduğunu düşünüyor, okutmayalım diyenler bunun diyanetin görevi olduğunu savunuyordu. Nihayetinde okutulmadı.

 

10 yıl sonra diyanet de hutbelerinde zaten Atatürk’ün adını anmayı da bıraktı.

 

 

O yıllara yakın yıllarda Gazi Meclisimizin kuruluşunun yıl dönümünde Atatürkçü Düşünce Derneği Erzurum Şube Çelengini Saltukhan Bozkurt Havuz başı kent meydanındaki Atatürk Anıtına bırakmış günün anlam ve önemini belirten şiirini okumuştu. Annesi Merve Bozkurt akşamki hazırlıklarının olumlu sonuçlarını görmekten memnuniyetini yaşamakta, babası  Orhan Bozkurt ise oğlunun gururla çelengi bırakışını izlemekteydi. Kuş uçmayan kervan geçmeyen, yiğitlerin bıyığının buz tuttuğu lakin yılgınlığı kabul etmeyenlerin memleketinde; Atatürk sevgisini içselleştirmiş ailelerin ocağı tütüyor;  Atatürk ilke ve devrimlerine olan saygısını, milli günlerde gururla göstermenin onurunu yaşıyor ve yaşatıyorlardı. Anadolu’nun zirvesinde bu 10 Kasım’da da çelengi taşıyanlara selam ve sevgiyle…

 

 

 

Bundan 5 yıl önce İzmir’de Karşıyaka’da üniter ulus devlet modelini özümsemiş öğretmenler gelenekselleşmiş; ‘Atatürk’e Saygı’ yürüyüşünü, Kemalpaşa caddesi üzerinde, tıpkı bugün olduğu gibi ellerinde meşalelerle ‘Laik, Bilimsel Eğitim’ sloganları ile gerçekleştirerek anıyordu.

 

…ve 2022 yılının 10 Kasımında Eskişehir’de ne mi oldu?

 

Yine her 10 Kasım’da olduğu gibi teknolojik aletlerle arası iyi olanlar sosyal medya hesapları ve iletişim uygulamalarında Atatürk’ün resimlerini sözlerini doğum ve vefat yıllarını paylaşan görsellerle süsleyerek anma etkinliklerinde bulundu.  Demokratik kitle örgütleri toplu kısa mesaj sistemi ile birbirinden veciz sözlerle üyelerine hatırlatmalarda bulundu. Saat 9’u 5 geçe siren sesleriyle saygı duruşunun ardından resmi kurumlarda gönderdeki bayrağımız yarıya indirildi ve ardından istiklal marşı hep birlikte okunarak anma töreni yapıldı.

 

Akşam Eskişehir’in meşhur İstiklal Mahallesi sınırlarındaki 2 Eylül bulvarına yakın bir yerde ilginç bir olay ile karşılaştım.  Saat 18:30 civarı siren sesi geliyordu. Deprem olduğunu düşündüm lakin Eskişehir deprem kuşağında değildi. Bir problem olduğunu sezdim ve adımlarımı sıklaştırarak sese doğru yaklaştım. Farklı renklerle ışıldayan büyük bir hoparlörden gelen sesin hemen yanında elinde Türk bayrağı olan bir genç belediyenin bankının üzerine çıkmış duruyor, genç bir kız ise olup biteni telefonuna kayıt ediyordu. Bir süre sonra insanlar toplandı ve istiklal marşı çalmaya başlandı. İşlek saatte yaklaşık 50-100 kişi durdu. Ne olduğunu bilmeden saygı duruşunda bulunuldu ardından İstiklal marşını söyledi. Bittikten sonra benden başka kimse sormayı bile düşünmeden hayatına devam edip yoluna devam etti.

 

Ben hemen etkinliği yapan gençlerin yanına gittim.  Olup biten ile ilgili malumat almak için sorular sordum.

 

Neden siren sesi çaldı ve istiklal marşı okundu?

 

Bayrak tutan genç: Bugün 10 Kasım Atatürk’ün ölüm yıldönümü anmak istedik.

 

Bu anma işlemini kim adına yaptınız?

 

Bayrak tutan genç : Türk milleti adına.

 

Bu görevi size kim verdi?

 

Bayrak tutan genç : Atatürk’ten aldık

 

Anma töreni sabah 9:05’de yapılıyor neden akşam bu saatte tekrarlıyorsunuz?

 

Ben sabah işe gittiğim için törene katılamadım. Akşam burada herkesle birlikte anmak istedik.

 

Ardından kamera ile çevreyi kayıt eden kız aslında bir sosyal deney yaptıklarını, zabıtadan izinleri olduğunu belirtti.

 

Sosyal deney yapıyorsunuz! Benim iznimi almadan beni denek olarak kullanıyorsunuz ve ben bu durumdan rahatsızım.

 

3.Şahıs:  Verdiğimiz rahatsızlıktan dolayı özür dileriz

 

Teşekkür ederim.... Şimdi bu etkinliği ben de sizin gibi izin alarak 11 Kasım sabahında yapabilir miyim?

 

3. şahıs: Bence saçma olur!

 

Peki 10 Kasım akşamı 18:30 da gerçekleşmesinde ne düşünüyorsunuz?

 

3. Şahıs: Aynı gün içinde olduğu için saçma değil.

 

İnsanların milli hassasiyetlerini bu tip etkinlikler ile dejenere ettiğinizi düşünüyorum.

 

3. Şahıs: bence bu konuda tartışmaya gerek yok.    

                 

Bayrak tutan genç: Yol verelim abimize!

 

Neyse sağ olsun kardeşlerim bana yol verdi ben de 2 Eylül caddesinden Reşadiye’ye doğru yürümeye devam edebildim.

Ardımdan ‘rahatsız olanlar varmış’ sesleri geliyordu.

 

Sabah çalıştığı için anma törenine katılamayan ve toplumla birlikte anma töreninde bulunmak isteyen, Türk milleti adına, görevi Atatürk’ten aldığını iddaa eden, siren sesi ve İstiklal marşına olan hassasiyeti sosyal deney olarak 10 Kasım günü akşamı yayalara açık işlek bir caddede zabıtadan izin alarak gerçekleştirdiklerini beyan eden gençlerin; deney tasarımı, anma usulü ve zamanının açıkçası endişe verici ve bir o kadar da ürkütücü bir durum olduğunu düşünüyorum.

 

Bu konuda benden başka kimsenin soru sormaması da ayrı düşündürücü bir durum.

 

Belki yanlış düşünüyorum!

 

Belki bu konularda fazla hassasım!

 

Vefatından 74 yıl sonra ruhuna yasin okutup okutmamayı düşünenler!

 

Vefatından 84 yıl sonra hassasiyet ölçümleri için akşam vakti kent meydanında deney tasarlayanlar !

 

Vefatının 94. Yılını gerçekten çok merak ediyor, hayal etmekte zorlanıyorum.

 

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.