Saray sıyrıldı, CHP yaralı!

 Siyaset, günlerdir, Rahmi Turan’ın kuyuya attığı taşı çıkarmaya uğraşıyor.

 

                Bu işten Saray kendini sıyırmayı şimdilik başarmış görünüyor. Cumhurbaşkanı, “ispat ederseniz Cumhurbaşkanlığını bırakmaya hazırım” meydan okumasıyla pimi çekilmiş o bombayı CHP’nin kucağına atmış oldu.

 

                Şimdi CHP tartışıyor.

 

                Muharrem İnce’nin Saray’dan böyle bir icazet, ya da yardım isteyebileceğine baştan beri inanmadım. İnce, izlediğim kadarıyla mert ve açık bir insan. Ve samimi bir CHP’li. Partisine zarar vermek isteyebileceğini düşünemem.

 

                Yalova’daki basın toplantısına gelince; adam kendini savundu. Ne yapsındı yani?

 

                Kılıçdaroğlu’nun durumuna gelince, O,  CHP’deki en güçlü dönemini yaşıyor.

 

                Toplumun yüzde 60’ına hitap eden Büyükşehir Belediyelerini partisine kazandıran bir liderden söz ediyorum.

                İnce’yi neden rakip saysın, neden ona tuzak kursun?

                İnce, Cumhurbaşkanlığı seçiminin akşamı toplumdan pek iyi puan alamadı. O gece söyledikleri ve yaptıkları ise unutulmadı. Hele, Kılıçdaroğlu’nun evindeki yemekte liderine “sen çekil, yerine ben geçeyim” demesi fevkalâde sevimsiz bir tavırdı. CHP’de gireceği bir liderlik yarışını kazanması, hele bu günkü şartlar altında ipi göğüsyleyebilmesi asla mümkün görülmüyor.

                Yarışın favorisinin, CHP liderliğindeki en güçlü dönemini yaşayan Kılıçdaroğlu olduğu çok belli.

 

 

                Peki, Muharrem beyin, aynı teknede buluştuklarını ima ettikleri çetenin elemanları kim? Bunları niçin açıklamaz? Bu isimleri açıklamak da Muharrem beye düşüyor.

 

 

                Gelelim o gazeteciye.

 

                Talat Atilla, aynı zamanda internet üzerinden yayımladığı TimeTürk sitesinin sahibi.

 

                Elinde böyle bir haber varsa neden kendi sitesinde yayımlayıp hem kendini hem sitesini parlatmayı düşünmez de, neden başka bir gazeteci üzerinden bunu kamuoyuna duyurmak ister?

                Gazetecilik refleksine uygun olmayan bir duruş.

 

                Talat Atilla, doğruları konuşmuyor gibi bir izlenim yaratıyor.

 

                Saraydan çıktığını iddia ettiği araçların plakalarından belli.

                Bizim trafik sistemimizde şehir kodundan sonra üç harfi olup, dört rakamla devam eden bir plaka yok.

 

                Peki, o plakayı kim uydurdu?

 

                Bu pilav daha çok su kaldırır da, sır gerçek, olayın kara kutusunda kilitli.

 

                Talat Atilla, muhbirinin chp içinden biri olduğunu söyleyerek bu işten sıyrılamaz.

 

                Sormazlar mı? Kim o CHP’li?

 

                Rahmi Turan’a gelince, bu ikinci ihtiyatsızlığı.

 

                İlk ihtiyatsızlığını Günaydın gazetesinin Genel Yayın Yönetmeni iken yaptı.

 

                Patronunun isteğine uyup, dönemin Başbakanını yıpratmak isterken, eşi Nazmiye Hanımefendiye iftira atılmasına yol açan o çirkin kumpasın aleti oldu.

 

                Şimdi de, Talat Atilla’nın aleti olmuş.

 

                Hadi, sonuncusunu yaşlılığını verelim.

 

                İlki, sizce bir karakter sorununu değil miydi?

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.