Enver Paşa'nın şehid edilişinin 97. yılı...

4 Ağustos 1922; Taciktistan'ın Belcivan Dağları "Çegan Tepesi" eteklerinde bir Kurban Bayramı'nın ikinci gününün sabahında; "Damad-ı Şehriyâr, Osmanlı Orduları'nın Başkomutan Vekili, Şehid-î Âlâ Gazi-î Namdâr; Edirne Fâtihi ve Hürriyet Kahramanı"olarak anılan, ama dramatik Sarıkamış Felâketinin suçlusu ve sorumlusu olarak görülen, fakat Balkan Savaşları'nda kısa sürede dağılan ve mağlup edilen Türk ordusunu "Alaylılardan" arındırarak "Mekteplilerle" disipline edilmesinde ve benzersiz Çanakkale zâferinin kazanılmasındaki üstün gayretleri hep nedense gözardı edilen ve bugün zevkle izlenen "Mehter Takımı"nı yüzyıl sonrasında yeniden devreye sokan, gururla dinlediğimiz marşların güftelerini yazdırarak Türklük motifiyleriyle nakışlayan ve bestelerini yaptıran ve ne yazık ki, her renk ve meşrepten kimi ön yargılı çevrelerce maksatlı ve hep görmezden gelinerek es geçilen Enver Paşa'nın 42 yaşında şehid edilişinin yıl dönümü..

 

Bu yiğit insanın şehid ediliş haberi Atatürk'e ulaştırıldığında; "Enver Paşa bir güneş gibi doğdu, bir grup ihtişâmı ile battı. Arasını tarih yazacak" sözleri ile kendisine yakışır bir biçimde onu hayırla yâd ederek hakkını teslim etti. İttihâdçı Doktor Nâzım; "O hataları yüzünden Türk milleti uğruna hayâtını fedâ ederek can veren bir büyük şehittir" diyor. Tefekkür dünyamızda değerli bir ağabeyimiz fikir ve düşünce adamı rahmetli Nevzat Kösoğlu ise; "Enver Paşa" isimli eserinde: "Osmanlı'nın kuruluşu gibi yıkılışı da bir destândır. Yıkılış destânının kahraman neslinin bayraktarı Enver Paşa'dır" gibi kelâm-i kibâr sözlerle asil ve anlâmlı bir bakış ve tespitte bulunur.

 

Başkurdistanlı bir Türk ve bütün Türklük âleminde Türkçülük akımını başlatan ilklerden biri ve büyük bir Türkuloğ, Bolşevik İhtilâli sonrası Başkurdistan cumhurbaşkanlığı görevinde bulunan çok önemli bir siyâsetçi ve çok değerli bir tarihçi ve bilim insanı sayın Zeki Velidi Togan kaleme aldığı hatıralarında; Enver Paşa'nın duygusal idealizmini şu cümlelerle anlatır. Görüşmelerimde Enver Paşa bana "Talat Paşa merhum gibi Berlin sokaklarında bir Ermeni kurşunundan ölmek istemem. Canımın Türk milletinin halâsı yolunda fedâ olması gerekir. Gazı olmazsak şehidiz" O muhakkak bir idealistti ve Türkistan toprağında oranın istiklâli için ölmek fikrinde elbette samimi idi. Onun Buhara'da iken bana "Muvaffak olmazsak hiç olmazsa cesedimi burada bırakmakla Türklüğün istikbâline hizmet etmiş olurum" demesi onun samimi sözleri idi.

 

Aşırı cesâreti ve gözü pekliliği ile asla ihânet içermeyen şahsî hataları ve şüphesiz sevâpları ve yiğitliği ile hep peşinden koştuğu büyük ideal ve hayâlleri ile tarihimize mal olmuş Türk'ün yiğit, kahraman, ender ve erdemli bir evlâdıdır Enver Paşa... Şehid edilişinin 97.yılında hâtırası önünde saygı ile eğilirken; kendisini bu üzüntülü günde bir kez daha rahmetle ve minnetle anıyorum.

 

Tarihimize ve tarihsel kişiliklere şüphesiz eleştirel bakılmalı; ama peşin hükümlü, sloganik, iflâh olmaz bakış ve keskin ideolojik yaklaşımlarda bulunmanın yanlış ve sakat bir tarih okuma biçimi olduğunu düşünürüm.

 

Turan diyârının şehidi; rûhun şâd olsun...

Yorum Yaz
  • UYARI: Konuyla ilgisi bulunmayan, hakaret içeren cümleler veya imalar, inançlara saldırı, şiddete teşvik yorumları onaylanmamaktadır.